04 Haziran 2009

TALİP KÜNER




Antkart A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Talip Küner… Antalya toplu taşıma ulaşımının Antkart firmasına ihale edilmesiyle başlayan uygulama yanlışlıkları ilk olarak Antalya’da toplu taşıma aracı kullananları ve şoförleri karşı karşıya getirdi. Kart dolum noktalarında oluşan aksaklıklar, coplu güvenlik eşliğinde ulaşım çözümü, boş kart bedeli olarak belirlenen 10 YTL, Antkart firmasının önünde oluşan uzun kuyruklar, şoförlerle tartışan yolcularla gündeme gelen “Akıllı Kart Sistemi” ile Antalyalılar hiç de alışık olmadıkları bir karışıklığın içine girdi.


Büyükşehir Belediyesi’nin ve Antkart firmasının ortaklaşa yürüttüğü bu projeyle para derdi sona erecekti. Artık bundan böyle kartlara kontör yüklenecekti, kazançlar kayıt altına alınacaktı ve ulaşımda kartlı sisteme geçmiş olacaktık. Her hafta yaklaşık 1 milyon yüz bin Yeni Türk Lirasının kazanıldığı Antalya toplu taşıma ulaşımında rakamlar yükselip, kazanç büyüdükçe tartışmaların şiddeti de arttı.


Bu proje doğru uygulandığında, modern bir sistem... Bu sisteme ilk isyan minibüs ve otobüs şoförlerinden geldi. Çünkü kazançlarının belli bir bölümünü Antkart firmasına vereceklerdi. Üstelik bütün girdiler de net olacağı için vergi kaçırma olayları da olmayacaktı. Bu isyanlarının sonucu mağdur olan yine toplu taşıma aracı kullananlar oldu. Tüm bunların üstüne bazı yolcuların, Antkart cihazlarındaki sorunlar sebebiyle kartlarından fazla para çekilmesiyle son ayların en çok konuşulan ve tartışılan ismi Talip Küner, bütün sorunların hedefindeki kişi oldu.


“Akıllı Kart Sistemi” uygulamaya konduğu ilk günden beri birçok soruyu ve sorunu da beraberinde getirdi. Talip Küner ‘Halk Düşmanı’ olmakla suçlandı, Antalya toplu taşıma ulaşımından kazanılan paranın vurgun olduğu söylendi.


İlk günden beri sessizliğini koruyan Talip Küner, aylar sonra sessizliğini bozdu ve Antkart’la ilgili tüm sorulara cevaplarını ve kendisine yöneltilen suçlamalara karşı hissettiklerini bizimle konuştu.


—Antkart sizin cephenizden şu an nasıl görünüyor?


Antkart bizim için önemli projelerden biriydi ama başımızı en çok ağrıtan proje oldu. Beklediğimizden çok ve ağır eleştiriler aldık. Alkış beklemiyorduk belki ama hiç olmazsa bir takdir bekliyorduk. Antalya’da bu sisteme geçişin bu kadar karışık olması bizi de çok üzdü. Biz de uygulamadan oluşan aksaklıkları gördük ve telafi etmeye çalıştık ama bu iş öyle bir hale geldi ki, ailem, eşim ve ben çok çirkin sözlü saldırılara maruz kaldık. Bu kadar ağır eleştirileri hak ettiğimizi düşünmüyorum. Belki de bu ihale bir İstanbul firmasında kalsaydı bu tartışmaların birçoğu olmazdı.


—Antkart’ a geçilmesinin en büyük yararı kime oldu?


Kart sistemi birinci derecede belediyeye fayda sağlayan bir sistem. Bunun iki boyutu var. Birinci boyutu maddi boyutu. Belediye ham kart üzerinden tahsil edilen komisyondan bugüne kadar alamadığı çok ciddi bir payı alıyor. İkincisi de belediye, senelerdir elinde olmayan, yalnızca şoförlerin ve araç sahiplerinin bildiği istatistikî bilgilere sahip oluyor. Antkart sadece belediyenin taşeron firması… Bizim görevimiz sistemi kurmak ve işletmek. Sistem belediyeye ait…


—Toplu taşıma ücretlerindeki ani artış da Antkart sisteminin payı nedir?


Toplu taşıma ücretlerini belirleyen Büyükşehir Belediyesidir. Fiyat tarifesinin bizimle hiç alakası yok. Biz belediyenin taşeron firmasıyız ve ne kadar kazandığımız sözleşmeyle belirlenmiştir. Kartlı sisteme geçiş elbette ki kayıt altına almayı da beraberinde getirdi ve toplu taşıma şoförleri bu durumdan memnun olmadı. Kartlı sistemle beraber para kullanımı kaldırıldığında şoförlerin hepsine Antbilet kartları verildi. Kartı olmayan vatandaşa bu kartlar verilecekti ama şoförlerin çoğu bu biletleri satmadı ve kartsız yolcuları indirmeye başladı. Biletleri satmadıklarına ait kayıtlar bizde mevcuttur. Bu sisteme karşı yapılan bilinçli bir hareketti. Bunun sonucunda da ilk tepkiyi alan biz olduk.


—İlk açıklamanız bu işten zarar ettiğiniz yönündeydi, şu an durum nedir?


Bugüne kadar bu sisteme 12 milyon dolar yatırım yaptık. Bu yatırımın en büyük kısmını software (bilgisayar yazılımları) ve kartlı sistem güvenlik yazılımları oluşturuyor. Kimse zarar etmek için iş yapmaz. Biz ihale bizde kalsın diye tahminimizin üzerinde bir rakam verdik bu da ilk başlarda bizi biraz zorladı. Önümüzdeki aylarda 500 bin dolarlık seneye de 2 milyon dolarlık bir yatırım daha yapmamız gerekiyor. Şu an sisteme yatırım yapıyoruz.


Bütün gelirler Antkart’ta mı birikiyor?


Herkesin söylediği Antkart paraları topluyor cebine atıyor cümlesinin çok açık bir cevabı var. Toplanan paralar ihale gereği, belediyeyle ortak açtığımız bir havuz hesabında toplanıyor ve bu hesaptan dağıtım yapılıyor. Bu paralar Vakıfbank’ta toplanıyor ve kanun gereği bu hesaptan faiz alınmıyor. Bütün hak edişler haftalık hesaplanıyor ve karşılıklı kontrol edilip imzalar atılıyor,ödemeler yapılıyor.


—Araç sahipleri ödemelerini ne zaman alıyor?


Araç sahipleri ödemeleri her pazartesi alır. Kazancımız düştü diyenlere vereceğimiz tek cevap kayıtlardır. Şuanda haftalık kazançları kartsız sisteme göre 3 katı fazla görünüyor. Kazanılan para kayıt altına alınmaya başlayınca kimin ne kadar kazandığı günlük olarak ortaya çıktı. Dolmuşları büyütmek isteyen minibüsçüler bunun karşılığında belediyeyle bir anlaşma yaptı. Belediye, benim bu kadar trafik yoğunluğum yok diyince gün aşırı çalışmayı kabul ettiler. Dolmuşçuların bir zararı varsa bu yaptıkları anlaşma yüzündendir. 100 bin YTL’ye bir araba alıyorsunuz ve haftanın 3–4 günü evinizin önünde yatıyor. Bu zararın Antkart’la ne alakası var. Dolmuşçunun bir zararı varsa bu Antkart’dan kaynaklanmıyor. Bir gün çalışıp bir gün çalışmamasından kaynaklanıyor. Bu anlaşmadan kaynaklanan zararda da gündemdeki isim Antkart oldu.


-Antkart sizce niye bu kadar eleştirildi?


Dolmuşçular şuanda evlerine günlük 120 YTL para götürüyorlar. Kartlı sistem öncesi bu rakam 50 YTL civarındaydı. Geçen sene yıllık gelirlerini 2000 YTL açıklayan şoförler bu sene ayda bu parayı kazanıyor. Yıllık 3.000.000 YTL civarındaki kayıp vergi böylelikle kayıt altına alınmış oldu. Ama bu işten araç sahipleri hariç herkes şikayetçi... Dolmuşların içerisinde bir siyasi harekette var. Kendi içlerinde bir muhalefet var. Ali Tüzün ne derse, bir taraf mutlaka tersini yapıyor. Bir taraf bir şey diyor, Ali Tüzün tersini yapıyor. Ve bu kargaşanın içerisinde Antkart bir tuğla olmaya başladı. CHP ile AKP arasındaki siyasette de biz hep ortadaki isim olduk. Herkes Antkart’a saldırdı. Biz şuanda bu karta Antkart ismi verilmiş olmasına da pişmanız. Bu ismi biz belirlemedik. İsim kendiliğinden ortaya çıktı, bir anda herkes Antkart demeye başladı bizde değiştirmedik. Keşke “Antalya Kart” koysaydık belki daha farklı olurdu.


—Aylardır konuşulan 4. ortağınız gerçekten var mı?


Biz şuan iki ortağız. Bahsedilen 4. ortağı bizde merak ediyoruz. Bir an önce açıklasın kim açıklayacaksa… Bu 4. ortak olayı Yıldıray Sapan’ın tamamıyla kendi uydurmasıdır. Aksini savunuyorsa belgeleriyle açıklama yapmasını bekliyoruz. Kesinlikle bir başka ortağımız bulunmamaktadır. Bir başka sorun ücretlendirmede, 1.40 YTL de alınsa, 1.75 YTL de alınsa bizim alacağımız komisyon ne ciro varsa hep % 11’dir. Aradaki 35 kuruşu biz almıyoruz. Eğer öyle olsaydı öğrenci biletlerindeki farkı da biz alıyor olurduk. Bu da tamamen yalan…


—Sözleşmeyi kamuoyuna açıklamayı düşündünüz mü?


Bizce de en büyük sıkıntılardan birisi bu. Herkes diyor ki, bu sözleşme gizli sözleşme… Bunu söyleyen halk otobüsleri ve minibüsçüler odası, belediyeyi araçlarıma böyle bir cihaz takma hakkın yok diye mahkemeye verdi. Bu mahkeme sırasında, mahkeme belediyeden sözleşme örneğini istedi. Bu sözleşme her iki odanın da avukatlarında mevcut. Onlar açıklayabilirler, dileyen onlardan sözleşmeye bakabilir ama ben ihalenin gizlilik ilkesi gereği açıklama yapamam. Belediye de açıklayabilir, odaların avukatları da ya da belediye bana izin verirse ben de açıklarım. Ama şu anda bunu paylaşma yetkim yok. Belediyenin taşeronu belediyenin izni olmadan bunu açıklayamaz. Ayrıca belediye bana sorsa açıklayayım mı diye ben açıklayın derim. Benim gizlim saklım yok.


—Gazi ve şehit ailelerine bu uygulama nasıl yansıdı?


Gazi ve şehitlerden kart parası almıyoruz. Kanunen alma hakkımız var ama almıyoruz. Gazi yakınları ve şehit ailelerinden hem vizede hem kart parasında almıyoruz. Ama vergisini ödüyoruz. Bu bizim inisiyatifimiz ve almıyoruz. Zaten gazi ve şehit yakınlarına yıllık vize yenilemesi de garip bir yasa bize göre… Yıllık değişime uğrayacak durumlar değil ki bunlar… İlk vizede durum neyse her yıl aynıdır. Ama yasa yenileyeceksiniz dediği için yeniliyoruz. Aynı yasa emeklilerde de yıllık uygulanıyor ama bu durumda yıllık değişim göstermesi mümkün olmayan bir durum.


-“Halk Düşmanı” olarak suçlandığınızda neler hissettiniz?


Biz bu işe girerken bazı şeylere hazırlıklıydık ama bu kadarına hazırlıklı değildik. İsmail Erten beni sokakta görse tanımaz, ben onu sokakta görse tanımam. O bir tüccar ben de bir tüccarım. Tüccarların birbirlerine bunu demeye hakları yoktur. O da para kazanmak için iş yapıyor ben de… Ama ben para kazanmak için siyaset yapmıyorum ya da siyaset yapmak için birinin hakkıyla oynamıyorum. Böyle bir şey yok. Bu çok ileri giden bir konuydu. Biz Antkart olarak siyasetten uzak bir firmayız. Biz kamuya hizmet ediyoruz. Bizi devlet dairesi gibi görün. Bizim politikaya girmemiz mümkün değil. Bizim şirketimizde politikaya girmek isteyen bu şirketi terk eder gider. “Küner Allahsız, merhametsiz kart parası aldığı için…” dendi. Ama bu bütün şehirlerde alınıyor. Eğer kart parası alınmayacaksa sözleşmeye bu yazılırdı. Bizde 2.997.200 YTL belediyeye teklif etmezdik.


—Bu 2.997.200 YTL’lik rakam sadece bu sene mi ödenecek?


Bu 2.546.000 YTL+KDV demektir. Bu rakam her sene ödenecek. Buna ek olarak % 2 komisyon ve enflasyon oranı da her sene yapılacak ödemeler…


—Yaklaşık beş aydır sessizliğinizi korudunuz, neden suçlamalara cevap vermediniz?


Bir parti başkanı düzenlediği basın toplantısında, bugüne kadar 5 YTL den 500 bin kart satılmış olsa, bunun sonucu 25.000.000 YTL para kazanılmış dedi. Kimse de kalkıp 5 ile 500 bini çarparsanız 2.500.000 YTL eder demedi. Ve bütün gazeteler bunu böyle yazdı. Bu durumda neyin açıklamasını yapacaksınız. Herkes hesaplamalar yapıyor ama yanlış hesaplıyorlar. Ben size bu hesaplamaların doğrusunu yapabilirim.




Haftalık geliri tahmini olarak hesaplayıp, her hafta aynı olacağını düşünürsek;


(Haftalık gelir) 1.100.000 YTL x 52 Hafta = 57.200.000 YTL yıllık ulaşım kazancı.


Bunun KDV dahil % 12.98’ini(7.424.560 YTL) biz alıp bunun içinden % 2 + KDV’ sini ( 1.349.920 YTL) ve sabit rakam olan 2.997.700 YTL’sini belediyeye ödüyoruz. Buda toplamda yaklaşık olarak 4.347.120YTL eder. Yani aldığımız komisyonun %7,6 sını belediyeye veriyoruz. Geriye KDV dahil %5.38 (3.077.000YTL) kalır. KDV yi de düşünce % 4.55 (2.608.000 YTL) Antkart’ın kazancı olur.



Bu yapılan hesaplama ortalama bir hesaplamadır. Diğer illerde otobüsler belediyeye ait olduğu için yüzdeler değişiyor. Ama Antalya’da belediyenin kendine ait otobüsü yok ve sanılanın aksine Büyükşehir Belediyesi sınırlarındaki her araçtan, belediye sorumludur. İsterse bir gecede hepsinin güzergâhlarını değiştirebilir ya da ruhsatlarını iptal edebilir. Otobüs ve minibüsler üzerinde hakkı yoktur demek kulaktan dolma bir iddia olur.


Boş kartları niçin parayla satıyorsunuz? Bunun maliyeti nedir?


Boş hali 5 YTL ye satılan anonim bir kartta % 10 bayiye komisyon veriyoruz, KDV’sini ödüyoruz. Geriye kalan 3,8 YTL’den biz neleri ödüyoruz? O kartla ilgili müşteri hizmetlerini, o kartla ilgili yapılan lojistik hizmetlerini ve stok maliyetlerini ödüyoruz. Bizde herkes gibi bu kartları İstanbul’da bastırıyoruz. İlk sene 500 bin kart satıldı ama bu her sene böyle olmayacak. Her sene bu rakam daha da düşecek ama biz gene aynı hizmetleri yapmaya ve ödemeye devam edeceğiz. Kart satışı durunca elemanları işten mi çıkarayım?


—Böyle bir sisteme geçildiğine göre nakit kullanımının azaltılması için size göre kartın ne gibi avantajları olmalı?


Belediyenin belirleyeceği bir transit tarifeyle ilk 45 dakika içinde ücretsiz bir biniş ya da indirimli bir biniş uygulamasına geçilebilir. Kart günlük hayata biraz daha dahil edilerek promosyon uygulamalarında takip sistemi olarak kullanılabilir. Dolum gerektirmeyen kartlar için şu an araştırma yapmaktayız. Kart sistemine alışılmasından sonra dolum gerektirmeyen kartlarla ilgili bir uygulama yapılabilir. Biz sadece cihazların bakımı ve dolum noktalarından sorumluyuz. Biniş ücretlerini belediye belirlediği için bu konuda bir şey yapamıyoruz. Antalya genelinde şuan 200 noktada kart satışı ve dolumu yapılmaktadır. Toplam 520 bin kart satılmış bunun 145 bini indirimli kalanı anonim kartlar. Günlük ulaşımda da yaklaşık 130 bin kişi Antalya’da toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Tüm bunları göz önüne alarak daha iyi ne yapabiliriz bunun araştırıyoruz.


Talip Küner Kimdir?


20.06.1969’da İzmir’de doğdu.1991 yılında ODTÜ Makine Mühendisliğini bitirdi. 1993 yılında Karlsruhe Üniversitesi’nde Yüksek Makine Mühendisliğini bitirdi. Ardından Amerika’da Uluslar arası İşletme ve Almanya’da İhracat Mühendisliği üzerine masterını yaptı. 2006 yılına kadar yurtdışında üst düzey yöneticilik yapan Küner halen Aktrans, Tarım –İş ve Antkart A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yapmaktadır. İngilizce, Almanca ve Rusça bilen Küner , evli ve 3 çocuk babasıdır.

1 yorum: