04 Haziran 2009

SERPİL SUNAY AKTAŞ- YILDIZ ÇANKAYA


Türkiye’de turizm 1980’li yılların ortalarında başladı ve özellikle son yıllarda çok ciddi ilerleme kaydetti. Bu süre içinde taşlar yavaş yavaş yerine oturdu. Sektörel altyapı eksikliği bir çok alanda kendini hissettirse de, zamanla sistem kendi işlevine göre yürümeye başladı. Özellikle Antalya’da turizmin oturmuş bir sektör olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz.


Turizm değişime ihtiyacı olan alanlardan birisi de animasyon programları oldu. Günümüz turizminde daha oturmuş, daha profesyonel, daha branşlaşmış bir animasyon sistemi yaratılması amacıyla kurulan Activelife Entertainment şirketi sektöre yeni bir soluk getirdi.


Activelife Entertainment Genel Müdürü Serpil Sunay Aktaş ve koreograf Yıldız Çankaya’nın hazırladığı, Türk motifli bir event olan “ Saraydaki Cin” müzikali Antalya’da hazırlanan ilk profesyonel müzikal olma özelliğini de taşıyor.


Provalarına başlanan ve Mayıs ayında izleyiciyle buluşması hedeflenen bu farklı proje Antalya’daki turizm sektörü için de yeni bir alternatif oluşturdu.


“Tesisleri, önceden yapılmış event ve entertainment programı ile tur operatörlerine sunmak , o tesisin diğerlerinden bir adım öne geçmesini sağlamaktadır” diyen Serpil Aktaş, sahne şovlarının tatilciler için çok önemli bir ayrıntı olduğunun da altını çizdi.


Daha önce Sultan’s Of The Dance ve Hürrem Sultan gibi dev prodüksiyonlarda görev yapan koreograf Yıldız Çankaya ise otellerdeki mevcut Türk Gecesi konseptinin Türkiye’yi yansıtmadığını ve bu yanlış organizasyondan duyduğu üzüntünün bu projede görev almasındaki en büyük etken olduğunu belirtti.


Serpil Sunay Aktaş ve koreograf Yıldız Çankaya ile turizm ve animasyon sektörüyle başlayan ve hazırlanan yeni projelerin ayrıntılarından oluşan keyifli sohbetimizde turizmdeki eğlence anlayışını farklı bir pencereden ele aldık.



-Antalya turizmindeki animasyon anlayışı yıllar içinde ne gibi değişiklikler gösterdi?


Serpil : Turizmdeki değişim ve şekillenme eğlenceyede yansıdı ve basit animasyon günümüzde profesyonel entertainment anlayışına dönüşmüştür. Animasyon Dünya şovlarının amatörce taklitleri anlamına da gelebilir. Müzikallerde Mama Mia, Cat’s, West Side Story, Starling Express gibi ünlü Brodway eserleri en fazla taklit edilen eserlerdi. Dünyaca ünlü bu gösteriler, yaz tatillerini değerlendirmeyi,eğlenerek para kazanmayı amaçlayangençlerden oluşangruplar tarafından sahnelendiğinde ortaya sempatik ama komik görüntülerin çıkması da kaçınılmaz oluyordu. Zaman içerisinde turizmde yaşanan gelişme eğlence sektörüne de yansıdı. Eğlence sektöründeki kişiler hem kendilerini geliştirdiler, hem de teknoloji ve iletişimde ki yenilikleri, kendi alanlarında kullanmaya başladılar. Bütün bunlar eğlence anlayışının önümüzde ki günlerde interaktif,görsel ve profesyonel açıdan daha da gelişmesine neden olacaktır.


-Eğlence sektöründeki bu değişimin sağlıklı olabilmesi için sizce ne yapılmalıdır?


Serpil : Herhangi bir konaklama gece şovlarını kendi bünyasinde çözmeye kalktığı taktirde, profesyonel dansçıları, koreografları, kostümcüleri, teknik ekipmanları ve yöneticilerini kadrosuna katmak zorunda kalır. Konsevatuvar eğitimli yabancı uyruklu bir dans grubunun maliyeti azımsanmayacak buyutlara ulaşmaktadır. Bu maliyetlere konaklama, çalışma izinleri de eklenince tesisin üzerindeki yük daha da artmaktadır. Bu yükü sırtından atmak isteyen bir işletme, profesyonel çözüm ortaklarıyla çalışmak zorundadır. Animasyon gibi turizm sektörü açısından ciddi önem taşıyan işlerin, turizmde marka olmuş bir çok bölgede olduğu gibi Antalya’da da profesyonel ve bu işi “iş” edinmiş insanlara bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Bir tesisin hem bunca maliyetten kurtulması, hem profesyonel bir hizmet sunması, hem de değişen şovlarla ve dans grupları ile misafirlerine güzel Antalya geceleri yaşatabilmesi, ancak bu yolla mümkündür. Turizmde eğlence alanının sadece normal animasyonlarla değil, yurtdışından gelen sanatçılarında katıldığı eventlerle renklendirilmesi de gerekmektedir. Bu programları otellerin satış unsuru olarak kullanabilecekleri aşikardır. Turizmin marka olduğu bölgelerde, event ve entertainmentlar o bölgenin satışına destekleyici unsur olarak kullanılmaktadır. Hatta tüm tesislerin birleştiği dev festivaller yapılmalı, bunlar geleneksel hale getirilmeli ve tüm şehir bu dev festivalin konseptine uygun aksiyonlarla satışa sunulmalıdır.


-Peki sizin bu konuyla ilgili yeni projeleriniz var mı?


Serpil : Türk folklorunun inanılmaz zenginliğinden yararlanıp kendi değerlerimizle global turizme katkıda bulunmak en önemli ideallerimizden biri. Bu sezon için Gloria Golf Otelleri için hazırlanan ve tamamen Türk motifleriyle süslü yeni bir müzikal hazırlığımız var. Bu organizasyon sunuşu ve ağırlaması ile bir bütün halinde Anadolu kültürünü yansıtacak. Korografisi, dansları, müziği ve kostümleri tamamen Türk motiflerinden oluşacak bu gösteri turizmde eksikliğini hissettiğimiz ulusal ayağın tamamlanmasını sağlayacak. Daha önce Sultan’s Of The Dance ve Hürrem Sultan gibi dev prodüksiyonlarda görev yapan koreograf Yıldız Çankaya’nın hazırladığı bu müzikalde, profesyonel dansçılar görev aldı. Gösterinin müziği, kostümleri, dekoru kendi alanında isim yapmış sanatçılar tarafından hazırlanan bu event turizm sezonunun en önemli süprizlerinden biri olacak.


-Bu müzikal Antalya’da hazırlanan ilk müzikal olma özelliğini de taşıyor değil mi?


Yıldız : Evet bu müzikal senaryosunu benim yazdığım tamamen Anadolu motiflerini yansıtan büyük bir proje olarak hazırlandı. “Saraydaki Cin” ismiyle hazırladığım bu müzikal de Türkiye’nin yedi bölgesinden alınan yöresel özelliklerin ve müziğin yansıtıltıldığı bir görsel şölen hazırlığındayız. Provalarına başladığımız eserimiz için tamamı yabancı profesyonel dansçılardan oluşan bir ekip kurduk. Bulgar dansçıların yer aldığı bu proje üzerinde bir yıldır çalışmaktaydım. Türkiye’nin yansıtıldığı böyle bir müzikalin olmaması beni bu projede daha da özenli çalışmaya zorladı. Antalya için bir ilk olacak olan Saraydaki Cin müzikali kostümlerinden müziğine kadar en küçük ayrıntısıyla bile titizlikle ilgilenilen özel bir çalışma. Türkiye’nin yedi bölgesinden gelen hocaların çalıştırdığı bu müzikali izleyenlere Türkiye’nin tamamını gezdirmiş olacağız.


-Turizmdeki mevcut eğlence anlayışını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?


Yıldız:. Animasyonu yanlış uyguladığınız takdirde turistler üzerinde yanlış bir imaj bırakılmış oluyor. Halk danslarımız aslında 10 bin senelik altyapısı olan bir derya kuyusu ama uygulama hataları olduğu takdirde bu Türkiye’nin ve Antalya’nın imajını da zedeliyor. Dünyada yapılan halk dansları yarışmalarında da Türkiye genellikle birinci olur bu da motiflerdeki ve müziklerdeki zenginlikten kaynaklanır. Bir çok ülkenin yöresel dansları sadece birkaç adımdan oluşur.


-Bu proje nasıl ortaya çıktı?


Yıldız: 11 yaşında başladım dans hayatıma. Dans bir hayat biçimi aslında. Dansçı olunamayacağına dansçı doğulacağına inanıyorum. Üretken bir yapım olduğu için çok büyük organizasyonlarda çok önemli görevlerle yer aldım ve bir yıl önce bu konudaki birikimimi kullanmak amacıyla Saraydaki Cin müzikalinin senaryosunu yazmaya başladım. Bu projeyi hayata geçirmek gündeme geldiğinde Serpil ile çalışmak benim adıma da büyük bir şans. Bu projenin yapılabileceğini hayata geçebileceğini öğrendiğimde bir hayalimi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşadım ve ilk olan bu proje benim üzerime de daha farklı sorumluluklar yükledi.


-Peki en büyük hayaliniz nedir?


Yıldız: Bir konservatuvar kurmak istiyorum. Kimsesiz olan ama yetenekli olan çocukların yetiştirilebileceği bir kurum kurmak en büyük hayalim. Dünya’ya Türkiye’den yetenekli sanatçıların yetiştirilebileceği bir konservatuvarın yetenekli olan ama keşfedilmemiş sanatçıların yetişmesinde büyük rolü olacağına inanıyorum.


-Projenin sanatçı kadrosunu Türk dansçılar mı oluşturuyor?


Yıldız: Proje için seçilen dansçılar sadece bu proje için geldiler. Tamamı Bulgar dansçılardan oluşan bu ekip bale ve modern dans altyapısı olan aynı zamanda da halka dansları konusunda profesyonel olan dansçılar.


-Türk gecelerinin Türkiye’yi yansıttığını düşünüyor musunuz?


Yıldız: Yıllardır gözlem yapıyorum. Otellerde uygulanan Türk gecelerinin dejenere olduğunu düşünüyorum. Türk gecesi denildiğinde arap müziği çalan dansözlerin oynadığı, sultanların kötü talkit edildiği bir Türk gecesi anlayışı var. Ekonomik şartlardan dolayı bilgisiz elemanların kullanıldığı, yanlış oyunların oynandığı kalitesiz Türk geceleri yapılıyor. Akademik eğitimli bir dansçı olarak sektördeki bu hataları yıllardır görüyorum ve bu beni üzüyor. Bu aslında Kültür Bakanlığı’nın bir politikası olmalı. Bu çalışmalara bir standart getirilmeli. Bir yönlendirme olmalı ve profesyonel kurumlar tarafından denetlenmeli. Bu projenin içinde olmayı istememin asıl sebebi de bu. Eğlence, kültür ve sanat bir ülkenin vitrinidir. Bunlar yanlış uygulandığında yanlış bir imaj ortaya çıkıyor. Bizim arap müziğiyle hiç alakamız yoktur. Modernize edilmiş bir müzikal hazırladım. Asıl amaç Türkiye’yi doğru tanıtmak. Bu sadece bu projeyle çözülecek bir sorunda değil. Bu işlerle uğraşan kurumların bunun için daha hassas olması gerekiyor.


-Activelife Entertainment’ın bünyasinde başka hangi çalışmalar bulunuyor?


Serpil: Son yıllarda yurt dışından gelen grupların eğlence sektöründeki etkinliğini arttırdığını görüyoruz. Profesyonelliğin, dans ile bütünleşmesinden doğan performansı farklı gösterilerle sunuyoruz. Akrobasi ve komedinin birleştiği Bravissimo şovu, Kenyalı akrobatların nefes kesen gösterilerinin izlenebileceği Panbazuko Akrobasi Grubu, Afrika’nın kendine özgü neşeli ve ritm dolu danslarının olduğu Afrika şovu, Shaolin öğretisinin esrarengiz performansının sergilendiği Shaolin Monks grupları bünyemizde bulunan şovlardan sadece bir kaçı. Bu gruplarımızın tamamı yurtdışından gelen ekipler ve profesyonel dansçılar.


-Sektörel sorunlar içinde kalifiye personel sorunu da yaşanıyor mu?


Serpil: Sektörün günümüzde eskisi gibi donanımlı animatör yetiştirmekte zorlandığı gerçeği çok ciddi bir sorun aslında. Bu duruma tesis bazında çözüm bulunduğu takdirde tam bir karmaşanın da yaşanacağı bir gerçektir. Zamana ve değişime ayak uydurmakta zorlanıldığı bir gerçektir. Sezonluk çalışan eğitimsiz elemanlar yüzünden sezon ortasında birçok sıkıntı yaşanmakta bu da hem işletmeyi hem de turistleri zor durumda bırakmaktadır. Eğlence sektöründe faaliyet gösteren kişiler, kendilerini geliştirdikçe profesyonnelleştikçe ve bir bütün halinde hareket kabiliyeti kazandıkça düzenlenen organizasyonlar ve aktiviteler hayal dünyasının sınırlarını zorlayacak, tatilciler için başlı başına bir çekim alanı yaratacaktır.



Serpil Sunay Aktaş Kimdir?
1974 Almanya doğumlu olan Aktaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümünü bitirdi. 2003 yılına kadar bir çok otelin eğlence bölümü yöneticiliğini yapan Aktaş şuanda Karyaevents ve Activelife Entertainment şirketlerinin Genel Müdürlüğünü yapmaktadır. Evli ve iki kız çocuğu annesidir.

Yıldız Çankaya Kimdir?
1974 Bulgaristan doğumlu olan Çankaya, 1989’da ailesiyle birlikte Türkiye’ye göçtü ve Ankara’ya yerleşti. Ankara Konservatuvarı Bale Bölümü’nü bitirdikten sonra Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı’nda modern dans eğitimi alan Çankaya, yüksek lisans eğitimini de Sofya Devlet Konservatuvarı’nda gerçekleştirdi. Sultan’s Of The Dance’ın yaratıcı kadrosunda yer alan Çankaya, daha sonra Hürrem Sultan’ın baş kareografı ve senaristi olarak çalıştı. Çankaya halen Devlet Halk Dansları Topluluğu’nda kareograf olarak çalışıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder