04 Haziran 2009

NURİ ÖZALTIN


Yeşilin tüm renkleriyle minik beyaz bir topun dansı... Çimler üzerinde müthiş bir konsantrasyon, disiplin ve vuruş... Yapısı itibariyle doğayla bütünleşik bir spor olan “golf ” daha çok şehrin uzak vadilerinde ya da özel kulüplerinde oynanır ve “golf ” sporunun en iyi bedensel rahatlama yöntemlerinden biri olduğu söylenir. Gloria Golf Resort muhteşem Akdeniz iklimiyle golf tutkunlarına inanılmaz saatler yaşatıyor. Yeşilin her tonunu görebildiğiniz 2200 dönüm arazi üzerine kurulu olan Gloria Otelleri, Ortadoğu’nun en büyük golf sahasına sahip… Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özaltın, 1997 yılında başladığı otelcilik ve golf sahası yatırımını yıllar içerisinde büyüterek Belek bölgesinin en büyük kompleksinin sahibi oldu. Özaltın, turizm, enerji, tarım ve inşaat sektörlerinde Türkiye’deki ilkleri gerçekleştirerek her zaman fark yaratan yatırımlarıyla tanınmakta…
Türkiye’nin sayılı işadamlarından biri olan Nuri Özaltın’ın kararlılığı ve yenilikçi yapısı Özaltın A.Ş.’yi kısa zamanda zirveye taşımış.
Ortadoğu’nun en büyük Spa Merkezi’ nin de olduğu oteldeki dekorasyonun farklılığı ve uyumu, en ince ayrıntının bile düşünüldüğü konseptiyle fark yaratan Gloria Otelleri çok özverili bir çalışmanın sonucu ortaya çıkmış. En önemli desteği eşi Sebahat Özaltın’dan aldığını söyleyen Nuri Özaltın’ın “Eşim işimde en büyük yardımcımdır” derken yaşadığı mutluluk ve gurur gözlerinden okunuyordu.
Kısa zamanda yakaladığı başarının kaynağında “Tepenin arkasını görmeyi bilmek gerekir” diyen Nuri Özaltın, liderliğin bir yetenek olduğunu, bilgi ve tecrübenin de bu başarının mihenk taşı olduğu anlatırken, gençlere de iş hayatı hakkında tavsiyelerde bulundu.
İşine tutkuyla bağlı olan Nuri Özaltın’la, hedeflerini ve yeni döneme yönelik planlarını konuştuk. Mütevazi tarzı ve güler yüzlü anlatımıyla, tecrübelerini de bizlerle paylaşan Özaltın, Belek bölgesinde inşaatına başlanan ve kongre turizmi açısından son derece önemli olan yatırımlarından bahsederken son derece heyecanlıydı.
Yılların yorgunluğu gözlerine yansımasına rağmen işine olan saygısı ve bağlılığı Nuri Özaltın’ın ruhunun genç kalmasını sağlamış ve genç yöneticilere olan inancı onu hep zirveye taşımış. Yöneticilerini kendi yetiştiren ve enerjisini onlara da yansıtan Özaltın gerçek bir başarı öyküsünün kahramanı…

-Golf oteli fikri nasıl oluştu?
Biz bu otelin önce tahsisini almaya karar verdik. Yanındaki bitişik araziyi de Turizm Bakanlığı golf tahsisine çıkarmıştı. Her ikisini de alalım dedik. O zamanlar ‘golf’ ü bilmiyorduk aslında… Fakat bunla ilgili yatırım yapmadan önce yakın çevrem “Bilmediğiniz bir konu, bu işe girmeyin” diye uyarılarda bulundu. Bizde bu konuyu öğrenmeye karar verdik ve Avrupa seyahatine çıktık. İspanya, İtalya ve Portekiz’i dolaştık. Portekiz’de bize 50 tane top ve golf sopalarını verdiler ve bizi acemilerin kullandığı mini sahaya aldılar. Yarım saatlik bir oyunun ardından o kadar tatlı bir yorgunluğum oldu ki o gece sabaha kadar uyudum. Bütün eklemlerimin çalıştığını hissederek, golf sporunu ben o gün sevdim ve bu işe girmeye karar verdim.
-Golf oynamanın belli bir yaşı var mı?
Her yaşta yapılabilecek bir spor… 10 yaşından 80 yaşına kadar herkesin oynayabileceği bir spor olması zaten işin güzel yanı… Ciddi bir efor sarfedilen golf sporunda 18 delikli bir sahaya çıktığınızda yaklaşık 4 saatlik bir oynarsınız. Bu sürede 8 km yol yürüyorsunuz ama oyundan sonra zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Konsantrasyon gerektirdiği içinde 4 saat boyunca başka hiçbir şey düşünmüyorsunuz. Bu spor tüm eklemlerinizin çalıştığı güzel bir rahatlama yöntemi…
-Uzun yıllardır golf sporunun içindesiniz. Türklerin ‘golf’e ilgisi nasıl?
Bizim misafirlerimizin yüzde 98’ini yabancılar oluşturuyor. Bizim kültürümüze yabancı bir spor bu… Türklerin ilgisi de bu yüzden çok az… Ama özelikle İstanbul’dan ve Ankara’dan golf oynamaya gelen işadamları ve bürokratlar da var. Golf oynamaya alıştığınızda bırakamıyorsunuz. Bağımlılık yapan bir spor…
-Golf sporuna ilginin az olmasının sebebi zengin sporu olarak tanınması olabilir mi?
Golf malzemesi olarak bakarsak, golf sopaları yaklaşık 2000 dolarla 4000 dolar arasındadır. Ama kiralayabilirsinizde… 4 saatlik bir oyununda bedeli yaklaşık 80 dolar civarındadır. Sanılanın aksine çok pahalı olmasa da golf oynanacak yerlerin sınırlı olması da bu sporun tanınmamasında en büyük etkenlerden biri…
-Gloria Otellerindeki golf sahaları ödüllü sahalar değil mi?
Evet Gloria’ ların golf sahaları Ortadoğu’nun en büyük sahası. Dünyada birkaç tane olan 45 delikli sahada sadece bizde var. 45 delikli golf sahamız Avrupa’nın ikinci büyük sahası… Bununla ilgilide Eylül ayında bir ödül töreni düzenlenecek. Bir Türk işletmeci olarak orada bulunmak ve bu ödülü almak benim için çok gurur verici olacak.
-Kısa zamandaki bu başarınızın sırrı nedir?
Markayı yaratmak kolay bir iş değil. Bu bir gerçek… Hangi sektörde iş yaparsam yapayım mutlaka marka olurum. Otel dizayndan ve altyapısından başlar. İşletmesiyle birlikte markalaşır. Biz yeşilin her tonunu kullandık. Oteldeki tüm bitkiler canlı… Eşim Sebahat Özaltın otellerdeki tüm peyzajın mimarı… Birçok yerini kendi elleriyle düzenlemiştir. Bu işteki en büyük yardımcım ve desteğim eşim… Bizim turizme adım atmamızın bir nedeni de birikimimiz olmasıydı. Bu birikimi kendi memleketimizde kullanacaktık elbette ki… Hedeflere varmak için yola çıkmıştık. Hala da hedeflerimiz var. Ama Türkiye’deki gelmiş geçmiş hükümetler pek oturmuş değil, maddi yönden olmasa da moral açısından bu çalkantılar bizi etkiliyor. İnsanların birbirini sevmesi, daha anlayışlı ve hoşgörülü olmaları gerekir.
-Genç yatırımcılara tavsiyeleriniz neler?
Liderlik konusu apayrı bir olaydır. Bu herkeste olmaz. Bu doğuştan gelen bir yetenektir. Bu noktaya gelebilmek tesadüfen ya da ezbere olacak bir çalışma değil. Her şey bilgi çerçevesinde, bilinçli yapılmıştır. Hangi iş olursa olsun başaramayacağım iş yoktur. Yeniliklere açık biriyimdir ve son derece kararlıyımdır. Girdiğim her işte mutlaka bilgi donanımım tamdır ve çalışacağım insanları bilgileri ile değerlendiririm. Gençlere şans vermekten yanayım. Yöneticilerimin hepsi benim yanımda yetişmiştir. Konusuna hakim, bilgi sahibi insanları kendim test ederim ve kişisel donanımına inanırsam yönetici olarak çalışmasını isterim. Gençler başarılı olmak istiyorlarsa yeniliklere açık ve kendilerini iyi yetiştirmiş olmaları gerekir.
-Tarım sektöründe farklı bir sera yatırımınız var. Bu fikir nasıl oluştu?
Arazimiz zaten vardı. Damadım Ali Talip Özdemir bu fikri verdi. Bende başarılı olacağına inandım ve oldu da… Tarım ülkesiyiz ama hala çok eksiğimiz var. Bu seraları yaparken örnek teşkil etsin diye yola çıktım. Öyle de oldu. Özaltın Sera Tesisleri de bir markadır. Seramız, gelişmiş teknolojisi ile 200 bin metrekare toplam alana sahip. Şimdilik bu alanın 100 bin metrekaresini kapalı alan, 45 bin metrekaresini ise ek rezerv alanı olarak kullanıyoruz. Bu konumuyla Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük serasını yarattık. Seramızda dünyanın en iyisi olan Hollanda teknolojisini kullandık. Üretimimizde kesinlikle hormon kullanılmıyor. İçinde yemekhanesi ve lojmanları olan örnek bir tesis olsun istedik.
-Kaç personeliniz var?
Dönemsel değişiklikler yaşasak da yaklaşık 5000 personelim var. Zaman zaman bu rakam 3000 kişiye kadar düşer. Mevsimlik işçi çalıştırdığım inşaat projelerim oluyor. Bu da personel sayısını etkiliyor. Sadece otellerde 1200 elemanım var ve 3000 yatak kapasitesine hizmet veriliyor.
- İş hayatının size göre altın kuralları nelerdir?
İşte bilgisiz olursan boğulursun. Üç tane mesleklerinin uzmanı çocuk yetiştirdim ve onlar yükümün çoğunu alıyorlar. Bilgice hareket edersen sıkıntıların olmaz. “Tepenin arkasını görebilmek çok önemli” Tepenin arkasında ne var? Bilen var mı? Yok. Ama tepenin arkasını görebiliyorsanız başarılı oluyorsunuz. Bunu sera tesislerimizle örnekleyeyim. Tesisin başına bir Ziraat Mühendisi koyacaksam, onun bilgi çapını ölçebilen biriyim. İş hayatımda hiç yanılmadım. Hedefleri elbette ki ben belirlerim ama kapasitenin de olması lazım. Yoksa işvereni yorar. İş hayatında yapılan en büyük hata kapasitesi olmayan yöneticilere sorumluluk verilmesi ve onlardan başarı beklenmesi. Karşıma kim gelirse gelsin 1 saatlik sohbet sonunda ne kadar bilgisi olduğunu bilirim. Bunu yapabilmek kolay değil. İşte bu bir yetenektir. Çünkü şu ana kadar hiç yanılmadım. Mesela birçok taşeron firmadan bana teklif gelir. Araya hatırlı kişileri sokarlar ama ben kararımı vermişsem ve o kişiyi seçmişsem kimse engel olamaz ve kararımı değiştirtemez.
-İş hayatınızda öncelikleriniz nelerdir?
Gloria Verde Otelini yaparken bir proje müdürüm vardı. Başka birine benden bahsederken demiş ki “Bizim patronu, teşkilat tam olarak tanımıyor. Ama ben şöyle tanıyorum onu. Nuri Özaltın nerelerde iş varsa oradadır. Ankara’dadır, Burdur’dadır, Elazığ’dadır, İstanbul’dadır, Belek’tedir ama hepsinde aynı anda oradadır. Bizim patron her yerdedir. Buradaysanız, buradasınızdır. Burdur’da gözükme ihtimaliniz yoktur. Ama Nuri Bey her yerdedir.”
Bu söz çok hoşuma gitmişti. Gerçektende böyledir. Nerede iş varsa ben oradayımdır. Nerede ne yapılacağını bilirim. Gözüm arkada asla kalmaz. Projede mühendislerin gözünden kaçan bir hatayı ya da bir sözleşmede hukuk danışmanlarının fark edemediği eksiklikleri yakalayabilecek kadar da bilgiye sahibimdir. Disiplin iş hayatımın temel taşıdır.
-Belek’de yeni bir yatırım düşünüyor musunuz?
Kongre Merkezi yapmaya karar verdim. Otellerin kendilerine ait toplantı salonları var ama yeterli olmuyor. Belek’i kongre turizmi açısından canlandırmak için yaklaşık 7000 kişilik bir kongre merkezi çalışmam devam ediyor. 2009 yılı içinde faaliyete geçmiş olacak. Belek otellerine ivme kazandıracak olan bu çalışma kış turizmini de canlandırma amaçlı… Bu kongre merkezi asgari 5000 kişilik olacak. Bu merkezi spor kompleksi ile birlikte düşünüyoruz. Sergi, konser, fuar, tanıtım, toplantı ve kongreler yapılacak bu alanda alışveriş ve spor yapma imkanı da olacak. Spor kompleksinde bir kapalı spor salonu, bir kısa kulvar kapalı yüzme havuzu, iki futbol sahası, bir açık olimpik yüzme havuzu, atletizm pistleriyle, biri ana kort olmak üzere 12 tenis kortu olacak.
-İnşaat sektöründeki çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Avrupalının Türkler bu işi yapamaz düşüncesi vardı. Ben bu önyargıyı sildim. İsrailli işadamlarından tebrikler alıyorum. Bu benim için gerçekten çok gurur verici. Belarus’da ve Hindistan’da anlaşmak üzere olduğum inşaat çalışmalarım var. İstanbul’da da çevre yolu tünellerine başladık. Bundan sonrası için Libya ve Suudi Arabistan’dan gelen inşaat teklifleri var. Onları değerlendirebilirim.
-Yurtdışı seyahatleri yoğun bir iş adamısınız. Gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Özellikle sosyal sorumluluk projelerinde eğitim ve sağlık bu ülkede önem verilmesi gereken iki konu… Ben Beyaz Rusya’da hayran kaldım. Minsk’te hem eğitimi halletmişler hem de sağlığı çözmüşler. Okumamış insana rastlamak zor Minsk’te… Bu ülkede kazanıyorsak bu projelerde sorumluluklarımız iki kat artıyor. Herkesin bu konuda hassas olması lazım… Siyasetçilerin kendisinden sonra gelecek birini yetiştirmesi lazım ama yetiştirmiyorlar. Herkes kendi imkanlarıyla bir yerlere gelmeye çalışıyor. Bu eksiklikte siyasette yol alamamamızı sağlıyor. Medya takip ediyor, muhalefet takip ediyor. Gelen liderde yetiştireceği kişi için vakit bulamıyor.
-1965’den beri iş hayatındasınız. Sizi çok etkileyen bir talihsizlik yaşadınız mı?
1967 senesinde Urfa’nın Viranşehir kazasında içme suyu inşaatını yaptım. 2,5 kilometre uzunluğunda enerji yüksek hattını yaptım. Suyun alınacağı boru hattını döşedik. 500 tonluk ve 40 metre yüksekliğinde ayaklı su deposu yaptık. Çok büyük bir inşaattı. İnşaatı tamamladık. Açılış günü geldi. Düğmeye bastık. Her şey çalışıyor ama su basmıyor. Kasaba ayaklandı böyle olunca. Şalterden diye düşündük şalteri değiştirdik gene olmadı. Şalteri söktük bir taksi tuttuk Gaziantep’e firmaya gittik. Kontrol ettirdik. Döndük tekrar çalıştırdık gene çalışmıyor. Tüm mühendisler bakıyor ama işin içinden çıkamıyoruz. Ben Ankara’ya döndüm projeyi önüme açtım. İncelerken gördüm ki bizden önce takılan bir jeneratör var. Hemen bir yazı yazdım bu jeneratör yükü kaldırmıyor değişmesi lazım dedim. Jeneratörü değiştirdik düğmeye bastık tesis çalıştı. Kimsenin çözemediği bir sorunda dediğim gibi “Tepenin arkasını görmek” benim önümü açtı. Tesis çalışmaya başladı. Ankara’ya dönüyoruz. Birde arabanın lastiği patladı. Lastiği değiştirirken krikoyu ayağıma düşürdüm. Ankara’ya geldim ayağım bir şişti, direk Hacettepe Hastanesine, meğerse damarım çatlamış. Doktor alçıya almam lazım 20 gün yatacaksınız, dedi. Benim işlerimin en yoğun zamanı, işten uzak kalmam mümkün değil… 20 gün ayağım havada yattım. Alçıdan sonra kontrole gittim, doktor, bu seferde gezmek için alçıya alacağız diyince bende “ben yeter ki geziyim de siz ne isterseniz yapın” dedim. Bir ayda gezme alçısıyla dolaştım. Bir araba lastiği beni iki ay ayağım alçıda gezdirdi. Bu olayı hiç unutmadım.

Nuri Özaltın Kimdir?
1939 yılında Artvin’in Arhavi ilçesinde doğdu. 1960'lı yıllardan itibaren inşaat sektörüne giren Nuri Özaltın, 1965 yılında Nuri Özaltın kişisel teşebbüs olarak ilk firmasını kurdu. 1971’de “Özaltın İnşaat ve Ticaret Kolektif Şirketi - Nuri Özaltın ve Ortakları” kuruldu. İşlerin büyümesiyle birlikte şirket, “Özaltın İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş.” haline geldi. Özaltın’ın baraj ve hidroelektrik santralleri alanındaki ilk deneyimi olan Koçköprü Barajı Haziran 1992’de açıldı.1997’de Özaltın’ın turizm sektöründeki dev yatırımı Gloria Golf Resort faaliyete geçti ve 9 delikli akademi sahası ile Kasım 2005’te 18 delikli ikinci bir şampiyona sahasının daha eklenmesiyle, Gloria Golf Sahası günümüzdeki halini aldı. Ardından Özaltın Sera Tesisleri kuruldu. Halen Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan Nuri Özaltın Sebahat Özaltın’la evli, Hayrettin, Nurettin ve Öznur isminde 3 çocuğu var.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder