08 Mayıs 2010

Gözde Gürer-Cuma Sohbeti: CENGİZ MALKOÇ

Gözde Gürer-Cuma Sohbeti: CENGİZ MALKOÇ

CENGİZ MALKOÇ



"Çim biçme makinasıyla vınnnn"


Pistte bir tur, bağımlı olmaya yeter

Motor sporları ile ilgilenen insanların sayısı son yıllarda biraz düşüşe geçse de karting her yaştan insanın ilgisini çekmeye devam ediyor. Bu dalın kutsal kâsesi Formula 1’i daha çekişmeli ve heyecanlı hale getirmek için her sene kurallarda yenilikler yapılıyor. Karting ise tüm dünyada motor sporlarının beşiği olarak kabul edilmekte. Formula 1’den tanıdığımız dünyanın en çok kazanan sporcusu ve kırılamaz denilen rekorların sahibi Michael Schumacher’den tutun, Raikonnen, Montoya ve Weber gibi isimler de dahil olmak üzere dünyaca ünlü onlarca pilot, motor sporlarına karting ile adım atarak başlamış. Hatta Michael Schumacher, aynı zamanda Köln'ün 30 kilometre kadar dışında uluslararası standartlara sahip büyük bir go-kart pistinin sahibi.
Karting her sene yarış dünyasına yeni isimleri yetiştirmeye devam ediyor. Profesyonel bir spor olarak dünya çapında icra edilmesinin yanı sıra, diğer motor sporlarına nazaran düşük maliyetli olması sayesinde dünyada ve ülkemizde de kartinge başlamak oldukça kolay. Karting, 1950'li yıllarda ABD'de, eskiyen çim biçme makinelerinin motorlarının tekrar kullanılabilmesi amacıyla yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkmış. 1960'lı yıllardan sonra başta İngiltere, Avustralya ve Japonya olmak üzere uluslararası yarışmalarda kullanılmaya başlanmış. Uluslararası karting organizasyonlarının yönetimi İsviçre'de kurulan CIK (Uluslararası Karting Kurulu) tarafından yapılıyor.
1998 yılında Almanya’ya gittiklerinde gördükleri go-kart pistlerinden ve yarışlardan çok etkilenen Malkoç kardeşler Türkiye’ye döndüklerinde ilk işleri yaşadıkları şehire go-kart pisti açmak olmuş. İlk ve en büyük pistlerini Kocaeli’de açan 4 kardeşin böylelikle aile mesleği go-kart işletmeciliği olmuş. Ağabey’i İsmail Malkoç’la birlikte Antalya’ya yerleşen Cengiz Malkoç Deepo Alışveriş Merkezi’nin açık otoparkındaki go-kart pistini kurmuş. Aynı yıl Beachpark Go Kart pistini de işletmeye açan Malkoç kardeşler 3 yıldır Antalyalı hız tutkunlarına hizmet ediyor.
Hız tutkusunu go-kart pistlerindeki yarışlarla sınırlı tuttuğunun özellikle altını çizen Cengiz Malkoç trafikte güvenli sürüşün önemli olduğunu özellikle vurguluyor.
Çim biçme makinesinden bugünlere gelen Go-kart’ın hikayesini ve Antalya’daki hız tutkunları için derledik. Deepo Alışveriş Merkezi Go-Kart pistinin sahibi ve işletmecisi Cengiz Malkoç bizlere hem bu eğlenceli sporu hem de ülkemizdeki gelişimini anlattı. Söyleşimizdeki fotoğraf çekimlerini mizansen olarak yaptığımızı özellikle belirtir, kasksız bu sporu yapmamanız gerektiğinin bir kez de ben altını çizmek isterim. Go-kart’ı en azından bir kere denemenizi gerçekten tavsiye ediyorum. Öyle ki o dakikadan itibaren sitenizin bahçesindeki çim biçme makinesine bile bakış açınız değişiyor, içinizde bir his hep o “vınnn” sesini duymak istiyor. Özetle, go-kart’ta küçük, dört tekerli arabalarla özel hazırlanmış pistlerde “vınnnn” yarışırsınız.Yeni başlayanlar için karting aslında hiç de karmaşık bir spor değil. Tek yapmanız gereken güvenlik koşullarından emin olduktan sonra kartınıza binip, virajlarda devrilmeden direksiyon hâkimiyetinize dikkat etmek ve gaza basmak olmalı! Tabi hıza dayalı sporlarda fren pedalının da gaz pedalı kadar önem taşıdığını unutmamanız dileğiyle, iyi eğlenceler…

- Türkiye’de Karting’in gelişimi nasıl oldu?
Türkiye'de bu sporun ilk kez tanınması 1970'li yılların ortalarında Üst Bostancı Go-kart Pisti’yle İstanbul’da başladı. İstanbul, Karting Kulübü'nün de kurulmasıyla birlikte ilk ciddi pistine 1980'lere doğru kavuştu. 1987 yılında Avrupa standartlarına uygun olarak inşa edilen ve 'C' tipi lisansı ile uluslararası organizasyonları düzenleme hakkına sahip olan Karting pistiyle birlikte bu spor ilgi çekmeye başladı. İlk uluslararası karting yarışı Türkiye'de ancak 1988 yılında yapılabildi. Formula 1 Şampiyonası'nda 1995 yılında Williams Renault ve 1996'dan beri McLaren için yarışan David Coulthard, İstanbul’da düzenlenen bu ilk uluslararası yarışta yer aldı. 1992'de İstanbul Motor Sporları Kulübü (İMK) kurulduktan sonra İstanbul'daki karting organizasyonları, İMK'nın sorumluluğu altında düzenlenmeye başladı.
- Karting araçlarının özellikleri nelerdir?
Başlangıçta kullanacağınız araçlar 5.5-6 HP güç üretebilen 160 cc hacminde tek taraflı motorlara sahip. En fazla 75 km/s hıza ulaşabilseler de pist içinde bu hız ortalama 40-50 km/s. Türkiye'de profesyonel anlamda bu sporu yapmak istiyorsanız Türkiye Otomobil ve Motor Sporları Federasyonu'ndan lisans almanız gerekiyor. Bu alanda profesyonel yarışlar ise Tuzla Pisti, Körfez Pisti ve İzmir Pisti'nde yapılıyor. Bu tür yarışmalarda araçlar 120 km/s hıza ulaşabiliyor.
Şuan kullandığımız araçlarımız Rimo marka Alpha modeli olup 9.0 Hp 270 cc Honda motor kullanılmış. Araçlarımızda dört koldan destekli emniyet kemeri var. Dış bariyer 14 adet darbe emici plastik takoz ile desteklenmiş ve özel katalizörlü sessiz egzoz sistemiyle donatılmıştır. Ayarlanabilir koltuklarla birlikte araçlarımızda disk firen sistemi kullanılıyor. Pistimiz Antalya'nın ilk ve tek asfalt zemine sahip olan pisti. 3 bin metrekare alan üzerine kurulu olup, 400 metre yol uzunluğuna sahip. Pistimizin yolları otomobil lastikleriyle yapıldı ve çevresi koruyucu bant sistemiyle çevrildi. Ayrıca Antalya’da ilk defa bizim pistimizde bilgisayarlı tur ve zaman ölçüm sistemi mevcut. Şu an 8 adet 9.0 Hp gücünde Rimo marka go-kart aracımız ve bir adet de 4.5 Hp gücünde mini kart var.- Karting yapmanın riski var mı?
Karting aslında sürat sporları arasında hızına göre en güvenlisi olarak kabul edilir. Gerekli güvenlik önlemleri alındığında neredeyse hiçbir riski yoktur diyebiliriz. Tabi bu pistteki sürücülerin sürüşleriyle de alakalıdır. Pistte kesinlikle ters yöne gitmemelidirler. Ayrıca bir sorun olduğunda kesinlikle araçtan inilmemeli. Araç içleri yeterince güvenlidir. Bu sporu amatör olarak yaparken özellikle belirli bir giysi giymeniz gerekmiyor ama mutlaka bir kask takmak zorundasınız. Ayrıca kullanacağınız kask başınıza tam olarak oturmalı, aksi takdirde bir çarpma anında başınızdan fırlayabilir ve bu da yarışın geri kalan bölümünde, önemli bir risk taşımayan bu sporu sizin için tehlikeli bir hale getirebilir. Araçların ulaşabildikleri hız başlarda pek tatmin edici görünmese de go-kartlar yere çok yakın olduklarından kendinizi daha hızlı gidiyormuş gibi hissetmenizi sağlıyor.
- Bu sporun kuralları nelerdir?
Elbette, kesinlikle uyulması gereken kurallarımız mevcut. Mutlaka kask takılmalı ve camı kapalı tutulmalı. Görevlinin vereceği kısa bilgilendirme ve bayrak tanımlamaları dikkatli bir şekilde dinlenmeli ve görevlinin bayrak ikazlarına göre hareket edilmeli. En önemlisi ve en dikkat edilmesi gereken madde, kesinlikle parkur içersinde durmayınız, araçtan inmeyiniz. Araçta herhangi bir mekanik sorun olduğunda pit alanına giriniz. Eğer araç hareket edemeyecek durumda ise görevlilerin yardımını bekleyiniz. Damalı bayrak gösterildikten sonra yavaşça pit alanına giriniz. Bu kurallar tamamen sürücülerimizin güvenliği için ve talimatlara uymayan sürücüler kiralama veya yarışlardan diskalifiye edilir.
- Karting sporunu Antalya’da da profesyonel olarak yapabilir miyiz?
Türkiye'de profesyonel anlamda bu sporu yapmak istiyorsanız Türkiye Otomobil ve Motor Sporları Federasyonu'ndan lisans almanız gerekiyor. Bu alanda profesyonel yarışlar ise Tuzla Pisti, Körfez Pisti ve İzmir Pisti'nde yapılıyor. Bu tür yarışmalarda araçlar 120 km/s hıza ulaşabiliyorlar. Şu anda Antalya’da bu özelliklerde bir pist bulunmuyor. Gelecekteki planlarımızın içinde böyle bir yeri hizmete açarak uluslararası organizasyonları Antalya’ya da getirmek var.
- Karting yarışlarında hangi kategoriler var?
Amatör Karting yarışlarında kategori gözetilmez. Çünkü genel kullanıma açık pistlerdir. Ama profesyonel yarışlarda 7-12 yaş arası Mini Kategori, Junior Kategori 13-15 yaş arası ve Süper Kategoride de 16 yaş ve üstü sporcular yarışır. Karting yarışlarında sürücünün ağırlığı çok önemli olduğu için ağırlık takviyesiyle ağırlıkların eşitlenebileceği yerler karting araçlarında mevcuttur.
- Sizin yetiştirdiğiniz sporcular da var mı?
Deepo Alışveriş Merkezinin Müdürü Cem Livanelioğlu’nun 11 yaşındaki oğlu Sarp çok iyi bir sürücü, hatta alışveriş merkezi içinde sergilediğimiz profesyonel karting aracını da onun için getirttik. 26 saniyeyle 400 metrede en iyi tur zamanına sahip, Sarp gibi bir arkadaşımız daha var. O da 11 yaşında ve 26 saniyeyle en iyi tur zamanına ortak. Buraya geldiğinde 8 saat kesintisiz araç kullanıyor. 400 metrelik pistte 8 saatte neredeyse 500 kilometre yol yapmış oluyor. Sarp ve arkadaşının ben ilerde çok iyi derecelerle yarışacağına inanıyorum.
- Go kart pistinizi kullanan en yaşlı sporcunuz kaç yaşındaydı?
Geçen yıl 90 yaşında bir beyefendi parkuru tamamladı ve biz de hayretle izledik. Go-kart’ın yaşı yoktur ama 90 yaşında birinin karting yapacağını biz de tahmin edemezdik. O müşterimi hayat boyu unutabileceğimi sanmıyorum.
- Araçlarınızın bakım maliyetleri yüksek mi?
Araçlarımızın fiyatları 7 bin avro, yedek parçaları Almanya’dan geldiği için çok pahalı. Bir de iki haftada bir lastiklerini değiştiriyoruz. Go kart aslında pahalı bir spordur ama bizim düzenli gelen grup müşterilerimiz de var. Çünkü go-kart arabasına bir kez bindiğinizde sizi kendine bağlar ve kopamazsınız. Biz aynı zamanda kullandığımız go-kart araçlarının distribütör firmasıyız ve şu ana kadar Türkiye genelinde 30 tane anahtar teslim pist kurduk. Pist kurulumu da yaptığımız için standartlara çok dikkat ediyoruz. Karting pisti kurmak isteyenler için konum gerçekten önemli olmakla beraber, kullanılacak alanın her zaman şehir merkezinde olması gerekli. Karting pisti kurmak için ideal olan 3000 metrekare gibi bir alandır. Bu alan, konumuna göre 1500 metrekareye kadar küçülebilir veya profesyonel bir karting pisti için 5000 metrekareye kadar artabilir. Bu ölçüler kafeterya ve servis alanını da içermektedir. Go-kart araçlarının kullanılacağı pistteki ideal zemin "sıfır asfalt" olarak bilinen asfalttır ve Antalya’da biz “sıfır asfalt” kullanan tek firmayız.
- Antalya cemiyet hayatında tanınan ve go-kart tutkusu olan kimler var?
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü Beachpark’taki pistimizin daimi sporcusudur. Sık sık ailesiyle birlikte gelir ve yarışır. Özellikle geçen yıl Ramazan ayında neredeyse her akşam geliyorlardı. Geçen hafta Arka Sıradakiler dizisinin oyuncuları buradaydı. Yabancı turistler de de Rusların ilgisi Avrupalılardan daha fazla.

Cengiz Malkoç kimdir?

1984 Trabzon doğumlu olan Malkoç, liseyi bitirene kadar Kocaeli’de yaşadı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektronik Haberleşme mezunu. 1998 yılından beri karting sporunun içinde olan genç girişimci ağabeyi İsmail Malkoç’la birlikte 3 yıldır Deepo ve Beachpark Go-kart pistlerinin sahibi.

HÜSAMETTİN ÇETİNKAYA



Günün birinde, Sarıkavak'tan bir köylü Gavur deresinin batı kıyısında kumluk ve fundalık bir arazi olan şimdiki şehir merkezinin bulunduğu yere karpuz ekmiş. Kumsal ve verimli arazide karpuzlar oldukça iri olmuş. Yetişen karpuzları yetiştiricisi köylere götürüp satarken, köylüler bu karpuzları nerede yetiştirdiğini sormuşlar. O da "Derenin kıyısındaki kumluca yerde" diye cevap vermiş. Bu köylünün meşhur karpuzlarının methi, karpuzların yetiştiği yerin adının zamanla "Kumluca" olmasına neden olmuş. Eskiden karpuzları ile ün kazanmış olan Kumluca'da bugün çağın gereklerine uyularak, cam ve plastik seralarda turfanda sebzecilik yapılıyor ve Türkiye'nin sebze ve narenciye ihtiyacının önemli bir kısmı buradan karşılanıyor.



Yapımı 2006 yılında başlayan ve kale-kule olarak projelendirilen Kumluca Kültür Merkezi hem yerli halkın hem de turistlerin yoğun ilgisini görüyor. Kültür merkezindeki yerel müzede, kültürümüze ait eşyalar ve canlandırmalar turistlere kültürümüzle ilgili bilgiler verecek şekilde yerleştirilmiş.



Sadece altyapı belediyeciliği değil, ilçeye kazandırdığı sosyal tesislerle de Kumluca’nın çehresini değiştiren Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya ile Kumluca’yı ve projelerini konuştuk. Kumluca turumuzda ilçenin birçok yerini gezdik. Kumlucalıların Başkan Çetinkaya’ya olan ilgi ve sevgisine de şaşırmamak lazım, yaptığı çalışmalarla hemşerilerinin gönlünü çoktan kazanmış.



3. dönem Belediye Başkanlığı görevinin ilk yılını tamamlayan Çetinkaya, bugünlerde 11.



Geleneksel Tarım ve Seracılık Festivali’nin yoğunluğu içinde olmasına rağmen, bizlere bütün gününü ayırdı. Şehir turumuzu Kumluca’nın simgesi olan ve benim de çok beğendiğim Kalekule’de noktaladık.



Kumluca’ya yolunuz düşerse Kalekule’nin bahçesinde bir çay içmeden, meşhur Topak Kızartma yemeğinden tatmadan, iki bisküvi arası muska lokumu almadan ayrılmayın…





- Kumluca ilçesi altyapı sorunlarını ne zaman çözdü?



İlçe merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta, ilçenin kuzey batısında Kumluca katı atık düzenli depolama sahası yapılmıştır. Sadece geçen yıl çıkan organik atığımız 390 bin tondu. Şehrin atıksu kolektör sistemi, Atıksu Arıtma Tesisinin inşası ile paralel şekilde yapıldı. Bu kollektör sisteminin tamamlanması sonrasında şehir nüfusunun tamamı kanalizasyon şebekesine bağlandı. Kumluca Atıksu Arıtma Tesisi, Kumluca'da fenni olmayan yöntemlerle (foseptiklerde depolayarak) çözümlenen pissu problemini, çevre kirliliği ve insan sağlığının korunmasını da dikkate alarak ortadan kaldırdı. Ayrıca Kumluca Atıksu Arıtma Tesisi alanı olarak planlanan alan, kanalizasyon şebekesinin cazibeli olarak gelebileceği en uygun alan. Terfi merkezi gerektirmediği için ekonomik bir çözümdür. Alt yapı sorunları çözülmüş bir Kumluca için Aralık 2000 tarihinde de kanalizasyon inşaatı sözleşmesini yaptık ve Kumluca 2002 yılından beri altyapı sorunu yaşamıyor. Geçtiğimiz yıl İller Bankası Genel Müdürlüğü`nün düzenlediği ve 4 gün süren “Kanalizasyon Tesislerinde Elektrik, Pompa Ve Mekanik Ekipman Problemleri ve Çözümleri” konulu seminer, bölgenin en güzel arıtma tesisi olarak kabul edilen Kumluca Arıtma Tesisleri gezisiyle sona erdi. Biz bu tesis için 2008 yılında o günün şartlarında 20 trilyon lira bütçe ayırmıştık. İçme suyumuz da kaynak suyudur ve 2050 yılına kadar rezervimiz var.



- Huzurevi olarak planlanan yerde sonradan neden değişikliğe gidildi?



Kasapçayırı mahallesinde eski adıyla Demirci Tepesi’nde bulunan belediyemize ait 4 bin metrekarelik bir alan vardı. Biz burayı huzurevi olarak projelendirdik. 2006 yılında Valimizin de katıldığı temel atma töreninde Sayın Alaaddin Yüksel “Bu çalışma çok önemli bir vefa örneği, bundan sonra buranın adı Vefa Tepesi olsun” dedi. Binanın inşaatı tamamlandıktan sonra ilçemizde eğitim öğretim verecek olan yatılı öğretmen lisesi için yer lazım olunca burayı uygun gördük ve çocukları buraya yerleştirdik. Tamamen hayırseverlerin tamamladığı huzurevi projesi de böylece bir başka anlamlı projeye hizmet etmeye başladı. Şimdi başka bir yere bir bina daha yapacağız.



- Kumluca Belediyesi aynı zamanda Türkiye’deki ilklere de sahip, bu süreci bizimle paylaşır mısınız?



Biz göreve geldiğimiz günden beri kurumsal çalışmaya çok önem verdik. Belediyemiz bünyesinde ARGE çalışmalarını yürüten bir birimimiz var. Bütün bu çalışmaları tescilletmek istedik ve 25 Eylül 2007’de de ISO-9000 Belgesi almaya hak kazandık. Biz bu belgeyi Türkiye'de alan 32. belediye olmuştuk ve daha ne yapabiliriz derken Ekim 2009 tarihinden itibaren, belediyeye TS ISO 10002 kalite standartlarını getirdik. Ekim 2010 tarihinde de Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) TS ISO 10002 - Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi standardı gereğince personelimiz, 15-16Kasım 2009 tarihinde ve 2010'un ocak ayında eğitim aldı. Hiç kimse bize gelip 'belge verelim' demedi. Bu yola çıkarken, Kumluca Belediyesi olarak vatandaşımıza 24 saat hizmet veren bir belediye olmayı, hizmet verirken de vatandaşımızın memnuniyetini sağlamayı hedef seçtik. Çeşitli yollarla bize ulaştırılan sorunları yerinde tespit ediyoruz. En kısa sürede çözümünü gerçekleştirerek tekrar vatandaşımıza dönüp memnuniyetini sağlıyoruz. Bütün bu çalışmalarımız TSE tarafından denetlenerek, yapılan çalışmaların standardı tespit edildi. Türkiye'de bir ilk olarak bu belgeyi almaya hak kazandık. Bu konuda özveri gösteren tüm belediye personelimize teşekkür ediyorum.



- 3. dönemde de belediye başkanlığına seçilmenizi nasıl değerlendiriyorsunuz?



Sadece altyapı çalışmaları bir ilçe için yeterli değildir. Son bir yılda 14 mahallemizin 7 tanesine spor aletleri, dinlenme yerleri ve çocuk oyun alanları olan parkları yaptık. Bunların yanında kültür merkezimizin inşaatına 2006 yılında başlandı. Bir sene öncede faaliyete geçti. Antalya’nın ilk seyir kulesi olan bu yapıda özellikle istediğim şey hem kale hem de kulenin aynı yapı olmasıydı. Mimari özelliği ile kale-kule görüntüsüne sahip kule, bu özelliğiyle benzerlerinden çok farklı. İki bölümden oluşan kulenin içerisinde, mini Anadolu müzesi, restoran, sinema salonu, kültür merkezi, otopark, şelaleler bulunuyor. Kumluca'nın tüm etkinliklerine ev sahipliği yapan merkezimizde simgesel kulenin en üst katı konaklama alanı olarak tasarlandı. Burada kalan misafirler, doğa harikası Kumluca'nın manzarasını izleyerek dinlenme fırsatına sahip olacak. Bu kale- kulenin en önemli ayrıntısında kaplama taşı limra taşıdır. Bu taş aynı zamanda Rhodiapolis’teki kentinde kaplamasında da kullanılmış.



- Rhodiapolis kazı çalışmalarını sizde yakından takip ediyor musunuz?



Rhodiapolis’e bir karşılama merkezi yapıp ziyaretçiler için açmayı düşünüyoruz. Eskiden beri birçok ören yeri gezmiş olmama rağmen bu kentin hikâyesini dinlemeye başladığımda özel olarak ilgimi çekti. Rhodiapolis antik kenti ilçe merkezimize hâkim bir tepede kurulmuştur. Buraya gelen yerli ve yabancı turistler ilçemizi en iyi noktadan izleme imkânı da bulacaktır. Böylelikle turizmde ilçede alternatif bir gelir yaratacak. Bundan sonra dünyaya açılan bir başka penceremizde turizm olacak. Likya bölgesinde, 1. yüzyılda Akdeniz tabanlı büyük bir deprem yaşıyor. Bütün kentler büyük zarar görüyor. Opramoas sadece Rhodiapolis’te değil Anadolu'da da çok ünlü ve çok zengin bir kişi. Bu zenginliğini de bütün Likya kentlerine yaptığı yardımlarla gösteriyor. Zarar gören kentlere önemli yardımlar yapıyor. Zarar görmüş yapıları ayağa kaldırıyor, onartıyor. Bu nedenle bütün Likya kentlerinin hemşerilik beratları var. Rhodiapolis'te ve annesinin yaşadığı hemen bu kentin yakınında bulunan bir başka kentte yaşayan fakirlere yardım ediyor. Öğrencilere burs, evlenecek kızlara çeyiz parası veriyor. Opramoas'ın hangi kente ne kadar yardım ettiği yazıtlarda anlatılıyor. Para kazanmak için de bankerlik yapmış. Belki de dönemin ilk bankerlerinden biri. Antik kentimizdeki çalışmalar tamamlandığında Olimpos, Çavuşköy (Adrasan) ve Rhodiapolis Kumluca’nın turizmdeki çehresi olacak.



- Belediye başkanlığınız boyunca sizin için özel olan bir çalışmanız oldu mu?



Bütün çalışmalarımızı ekibimle beraber yaptık ve hepsi benim için değerli ama içlerinde en değerli olanı Kumluca’da kardeşliğin, barış ortamının ve kaynaşmanın oluşmasına olanak sağlayan ve Çarşamba günü başlayan 11. Geleneksel Tarım ve Seracılık Festivali ilçede pozitif bir sinerji oluşturdu. Festivalin ilk yılından itibaren yapılan Yörük göçü ve domates güreşi festivalimizin simgesi haline geldi. Yağlı güreşlerimiz bu yıl iki gün sürecek. Festival süresince Sinan Yılmaz, Ziynet Sali, Kubat ve Kıraç gibi sanatçıların konserleri olacak. Bu yıl festivalimizi Kon TV ile tüm dünyaya yayınlama şansımızda olacak. Festivalimizi bugünlere getirebilmiş olmak benim içimdeki en büyük mutluluğumdur.



- Kumluca tarımı bu yılki sel felaketinden çok zarar gördü mü?



Türkiye'nin turfanda ihtiyacının yüzde 60'i Kumluca ve çevresinden elde edilmektedir. Yetiştirilen turfanda sebze ve meyveler ekseriyetle yurt dışına ihraç ediliyor. Bu da ilçe ekonomisine büyük ekonomik katkı sağlıyor. Tarımda gelişen teknolojinin son ürünleri bölge çiftçisi tarafından kullanılarak kaliteli ürün elde edilmekte. 2004 yılında yıpranan hal bölgemizi de yeniledik. Böylece yılda 6000 TIR meyve sebzenin ihraç edildiği Kumluca Hal Binası modern bir görünüme kavuştu. Yap işlet devret sistemiyle Türkiye’nin en modern halini hizmete açtık. 2000 yılında da şehrin içinden geçen Baysın deresinin çıkışını denize verdik. Ben bile o derenin denize aktığını düşünüyordum. Oysaki varış noktası deniz değilmiş. Böylece bölgemiz bu yıl selden en az etkilenen bölge oldu. Aldığımız bu önlem bizi bu yıl çok büyük bir maddi zarardan kurtardı.



- İlçenin belli başlı büyük eksiklikleri tamamlandı değil mi?



Kapalı spor salonumuzu yaptık. Otogar binamızı ve hastanemizi de yeniden yaptık. Şimdi de Kapalı spor salonu yanında yapılan 3 katlı binanın iki yılda tamamlanmasını planladık. 19 derslikli, spor sahaları ve amfilerin yer alacağı yeni binada 3 bin öğrenci okuyacak. İlçemizde birde Tarım Meslek Lisesi yapılması için çalışmalarımız devam ediyor.







Hüsamettin Çetinkaya kimdir?





1963’te Kumluca’nın Sarıcasu köyünde doğdu. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Matematik Bölümünü bitirdikten sonra yüksek lisansımı TODAİE (Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü) Kamu Yönetimi Uzmanlık programında tamamladı. Diyarbakır İli, Dicle Lisesi Matematik öğretmenliği ve müdürü, Antalya İli, Akseki İlçesi Şahinler Lisesi müdürlüğü ve matematik öğretmenliği, Antalya İli, Finike İlçesi, Cumhuriyet Lisesi müdürlüğü ve matematik öğretmenliği ve aynı ilçede Milli Eğitim Müdürlüğü ile Kumluca Ziya Gökalp ilköğretim Okulunda matematik öğretmenliği görevlerinde bulundu.18 Nisan. 1999 seçimlerinde Kumluca Belediye Başkanı seçildi, 3 dönemdir b.u görevi yürütüyor. Evli ve üç çocuk babası.