18 Şubat 2011

SELAMİ GÖKGÖL - ÜNSAL YÜKSEL


“Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar üçüncüde ele geçer” Bu deyimi hemen herkes hayatının bir yerinde kullanmıştır.
Bu hafta sizlere 2006 yılında Antalya’da kurulan “çöl çekirgesi üretim çiftliği”ni tanıtmaya karar verdiğimde çekirgeler ile ilgili tek bildiğim şey bu deyimdi…
Oysa bir deyimden yola çıkarak başlayan yolculuğumuz, Antalya’nın Kurşunlu Köyü’ndeki Çekirge Üretim Çiftliği’nin sahipleri Selami Gökgöl ve Ünsal Yüksel ile yaptığımız keyifli sohbetimizin sonunda çok daha enteresan bir boyut kazandı.
Bu hafta sizlere çok değişik bilgiler aktaracağım. Öncelikle “çekirgeden para mı kazanılır demeyin” haftalık ihracatı 25 bin çekirge olan çiftlikte şuan 350 kafeste 1 milyon canlı çekirge bulunuyor.

1990 yılında kokartlı profesyonel tur rehberi olarak turizmde çalışmaya başlayan ortaklardan biri, 22 yıl boyunca amatör akvaryum balıkçılığı yapar. Yaklaşık 10 bin lira değeri olan akvaryumundaki özenle baktığı balıkları için internet üzerinden canlı yem arayan ancak uzun uğraşlara rağmen bulamayan Selami Gökgöl turizm sektöründeki kariyerini biraz askıya alır ve canlı yem üretimi fikrini araştırmaya başlar. Üniversiteden arkadaşı olan ve 1990 yılından beri beraber çalışan ortağı Ünsal Yüksel’de bu fikre destek verir ve bir yıllık araştırma ve laboratuvar çalışmalarının ardından ''Locusta Migratoria'' cinsi çekirgeleri üretmeye karar verirler. Yani bildiğimiz çekirge aslında…

Üretimdeki çekirgelerin en önemli özelliği “karnı tok ve ortam ısısı yeterli olduğunda” son derece yavaş hareket eden haylaz bir tür olmaları… Üreticiler bunun sebebini şöyle açıklıyor. Bu cinsin hareket kabiliyeti karnı tok olduğunda az olduğu için yem olarak verildiği hayvanı fazla yormadan afiyetle yenilebiliyormuş…

Onlar iki girişimci ruh, iki çılgın yatırımcı, aynı zaman da turizmci ve de en önemlisi güler yüzlü ve samimi karşılamalarıyla bu haftaki köşemizin unutulmayacak iş adamları… Anlatımlarında yaptıkları işe gerçekten inanan ve ilk günkü heyecanı hala hisseden insanların ışığını kolaylıkla hissedebiliyorsunuz. Bu hafta benim için gerçekten unutulmaz bir deneyimdi. Hani filmlerde olur ya milyonlarca çekirgeden oluşan bir sürü görürsünüz. İşte ben bu hafta 1 milyon çekirgeyi kafesinde görme şansını yakalamış oldum. Bu kadar çekirgeyi yakından görünce aslında konuşulacak ne çok şey, sorulacak ne çok sorum varmış dedim içimden…
Bizlerin hayatında çok sık rastlanan bir durum olmasa da yabancılar bu hayvanları canlı yem olarak kullanıyor. Hatta Uzakdoğu ve bir kısım Arap ülkelerinde insanlarda yiyecek olarak kullanıyor. Bende aynen sizin gibi ilk duyduğumda yüzümü buruşturdum “bu da yenir mi?” dedim ama Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca analizi yapılmış çekirgelerin verilerini de paylaşmadan geçemeyeceğim. Çekirgelerin detaylarına ilerleyen günlerde www.antalyacekirge.com web adresinden de ulaşılabilecekmiş.
Ham Protein % 37.38
Fosfor % 0.24
Karbonhidrat % 2.73
Potasyum değeri 2375.53 mg/Kg
Kalsiyum 359.61 mg/kg
Çinko 20.37 mg/kg
Demir 26,53 mg/kg
Magnezyum 505,45 mg/kg
İhracat yaptığı ülkelerin başında 6 milyon insanın sürüngen beslediği (iguana, kertenkele, bukalemun, semender, kurbağa ve kaplumbağalar bu çekirgelerle besleniyor) Almanya`nın geldiğini bildiren Gökgöl, Arap ülkelerinden de talepler geldiğini ancak henüz satışa başlamadıklarını söyledi.
2006 yılında 350 bin liralık yatırım yaparak kurduğu çekirge çiftliği ile Türkiye'de bir ilki başlatan iş adamı Selami Gökgöl ve Ünsal Yüksel, para kazanmaya başladıkları sırada bir talihsizlik yaşanır. Bir gece, sobadan sızan gaz bizim çekirgeleri telef eder. Karbon monoksit zehirlenmesine uğrayan çekirgelerin 500 bini ölür ve 150 bin lira maddi zarara uğrarlar. Yüzde 80’i telef olan hayvanların sadece bir kaçını ve henüz yumurtadan çıkmamış olanlarını kurtarabilen girişimciler, inandıkları bu iş uğruna arabasını, evini satar ve yatırıma devam eder. Sonra ne mi olur? İşte size gerçek bir girişimcilik örneği olan bu çiftliğin kahramanlarının ağzından “çekirgelerle geçen 5 yılın hikayesi”…

-Elbette sizlere ilk sorum bu dâhiyane projenin kimin aklına geldiği?
Selami Gökgöl: 2000 yıllarında amatör akvaryum balıkçılığı yaptım. Balıklarıma internet üzerinden canlı yem aradım ancak bulamadım. Türkiye'de bu yönde bir açığın bulunduğunu fark ettiğimde önce bu fikri yakın çevremdeki arkadaşlarımla paylaştım. Arkadaşlarımdan dalga geçenler oldu. “Kim ne yapacak, canlı yemi? Boşa yatırım” dediler. Birkaç yıl bu fikir üzerine konuştuk ama bu işe girmeye hazır olamadık. Turizm sektörünün akıcılığını yitirmesi ve bizlerinde kendi işimizi kurma isteğinde olmamız sonucunda çekirge üretmeye karar verdik ve yaklaşık 1 yıl süren laboratuar çalışmalarının ardından Almanya’dan 50 bin adet damızlık çekirge getirerek başlamış olduk. Sonra çalışarak günden güne bunların sayısını bugünkü rakama getirdik.
-Eşleriniz bu fikri nasıl karşıladı?
Selami Gökgöl: Aslında ilk duyduklarında çok destek olduklarını söyleyemeyiz. Ama sonradan “eğer inanıyorsanız ve içinizde keşke kalacaksa, evin ihtiyaçlarını aksatmamak şartıyla” kabul ediyoruz dediler. Böylelikle başlamış olduk.
-Çiftliğin ana konusu çekirgelerle devam edelim o zaman… Nedir bu türün özelliği?
Ünsal Yüksel: Bizdekiler Mısır Çöl Çekirgesi. Çekirgeleri 28-32 derece sıcaklıkta özel ortamda, camların içerisinde yetiştiriyoruz. Çekirgeler için nem oranı yüzde 40’ın altında olmak şartıyla çöl ortamı hazırlıyoruz. Günde ortalama 150 metrekare çim boyutu 20 cm olan yeşil alanı rahatlıkla yiyorlar. Çekirgeleri mısır, kepek, buğday çimlendirerek kimyasal ilaçlardan uzak kendimiz yetiştiriyoruz. Ömürleri 70 gündür ve bir dişi gerekli şartlar sağlanırsa ömrü boyunca ortalama 400 yumurta bırakıyor. Bunlarında yarısından fazlası doğar, diğerleri ölür. Kanatlanana kadar beş defa deri değiştirirler. Dişiler daha boyludur. Dişiler erkeklere göre 3 kat fazla yem tüketiyor. Doğada olan döngünün biz burada süresini kısaltıyoruz. Doğada birkaç ayda bir olan üreme ve doğurganlığı biz burada kontrollü olarak sürekli devam ettiriyoruz. Doğa da sonbahar sonunda dişi çekirge vücudunun arka kısmında uzayabilen yumurtlama borusuyla toprakta delik açar. 70 kadar pirinç iriliğinde yumurta bırakır. 4 aylık ömrünün son haftasında üç defada 200 kadar yumurta yumurtlar. Bu yumurtalar kışı toprakta geçirerek ilkbahar ve yazın başlangıcında, 34°C sıcaklıkta 11 gün içinde açılırlar. Yumurtadan çıkan genç çekirgeler toprağı dışarı atarak çıkarlar. Birkaç defa deri değiştirerek büyürler. İkinci deri değişiminden sonra da kanatlar çıkmaya başlar.
-Mısır Çöl Çekirgesi yurtdışında özel olarak tercih edilen bir tür mü?
Ünsal Yüksel: Geçtiğimiz yıl Akseki İlçesi’ndeki çekirge mücadele çalışmaları öncesinde Tarım İl Müdürlüğü’nden bizi aradılar. Bizde gittik hatta çekirgelerin bir kısmını topladık. Ama o çekirgeler talep görmedi. Avrupalıların istediği, bacakları kuvvetli olmayacak, tırnakları keskin olmayacak, çok hareketli olmayacak ve protein yönünden zengin olacak. Avrupa’da insanlar binlerce dolara kertenkele, semender alıyorlar. Haliyle bu hayvanlarına zarar verebilecek olan bir başka canlıyı almak istemiyorlar. Bu özelliklere uyan tek çekirge türü de Mısır Çöl Çekirg-esi…
-Çekirgeler hangi tür hayvanlara veriliyor?
Selami Gökgöl: Sürüngenlerden bukalemun, kertenkele, iguana, semender… Bazı yılan türleri, etçil kaplumbağalar, tarantula… Ayrıca kedi ve köpek yavrularının gelişimi için çok önemli besin kaynağıdır. Gelişmiş kedi ve köpeklerde haftada bir ek besin kaynağı olarak verilmesinde ayrıca büyük yarar vardır. Özellikle kedi ve köpeklerin eğitiminde ödül olarak severek yediklerini göreceksiniz. Hindi, tavuk, keklik, bazı kuş türleri, etçil akvaryum balıkları da ayrıca severek yerler. Ülkemizde çok bilinmese de olta balıkçılığında alabalık avında mutlaka deneyiniz, iğnenin ucuna ağırlık takmayıp bir parça köpükle iğnenin su üstünde kalmasını sağlayın, ucuna da orta boy çekirgeyi takınız. Su üstünde çırpınan çekirgeyi gören alabalık avına zıplayacaktır.
-Canlı yem ihracatı bizde ilk olduğuna göre yasalarla sorun yaşadınız mı?
Selami Gökgöl: 15 günlükten itibaren 30-40 günlüğe kadar olanları rahatlıkla gönderebiliyoruz. Yurtiçi perakende satışta 1,5 cm olan ufak dediğimiz boylar 25 kuruş, orta boyları 30 kuruş, 7 cm olan büyük boyları 35 kuruş. Almanya’da büyük olanlar şu an 35 cent olarak satılıyor. Bizde çok bürokratik engel var. Gerekli şartlarda biz çekirgeleri kutuluyoruz. Almanya'ya göndermede bir sıkıntı yaşamıyorum ama aynı koliyi Türkiye içinde gönderemiyorum. Uçakta sorun olmuyor da normal kargoda mı sorun oluyor? Bazen yolculuk yaptığım istikamette alıcı olursa kendim götürüyorum. 3 kuruş para kazanıyorum, 5 kuruş da benzin parası harcıyorum. Ağırlıklı olarak Almanya, Hollanda ve Avusturya’ya gönderim yapıyoruz. Çek Cumhuriyeti ve Polonya’da bizim sektördeki en büyük rakiplerimiz. Onların AB'de bulunmaları ve devletlerinin sağladığı özel teşvikler, bizim direncimizi kırıyor, rekabet gücümüzü düşürüyor. Onlar kapıya kadar teslim yaparken, biz belli başlı bölgelere, toptancılara ürün gönderebiliyoruz. Son zamanlarda ABD’den konserve çekirge talebi de alıyoruz ama öncelikle canlı talebi karşılamamız lazım.
-Çiftliğin kuruluşundan bugüne kadar hep öz sermayeyle mi geldiniz?
Ünsal Yüksel: Çekirge üretimi sanıldığının aksine oldukça zor ve teknik bilgi gerektiriyor. Türkiye'nin ilk ve tek Çekirge Üretme Çiftliğini kurduk ama üç sene bürokratik yazışmaları sürdü. Canlı hayvan getirme esasları o kadar detaylı ki… Ama söz konusu çekirge olunca pasaport, sertifika, aşı kartı gibi şeyler olamaz. Avrupa'da canlı çekirge transferi, yem transferi olarak görülüyor. Ancak bizde canlı hayvan transferi olarak tanımlandığı için ürün göndermekte hem zorluklar yaşıyoruz hem de çok fazla kargo ücreti ödüyoruz. Özellikle Avrupa'daki lüks gurme restoranlarda çekirge 40-50 avroya mönü olarak satılıyor. Uzakdoğu ülkelerinde de çekirge yeniliyor. Hatta bizdeki kokoreççiler gibi onlarda da çekirge satan seyyarlar olduğunu biliyoruz. Bu çiftliğin giderleri de oldukça yüksek. Aylık enerji tüketimimiz 2 bin beş yüz lira civarında. Herhangi bir teşvikte alamadığımız için kendi yağımızda kavruluyoruz. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı çekirgeyi böcekçilik kategorisine alıyor. Bu kategoride arıcılık, ipek böcekçiliği de var. Ama biz canlı yem üretiyoruz. Henüz böyle bir kategori yok. Ticaret odası kayıtlarında da bizi İstanbul Ticaret Odası Su Ürünlerine bağladılar. Teşvik almak istediğimizde de çekirge zararlı bir böcek olduğu için teşvik verilmiyor.

Selami Gökgöl Kimdir?
1967 yılında Manisa’nın Demirci ilçesinde doğdu 1970 yılında Almanya’ya giden Gökgöl ortaöğrenimini burada tamamladı. 1984 yılında İzmir’e dönen Selami Gökgöl İzmir Fatih Koleji’ni bitirdi. Ardından Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünü bitiren Gökgöl 1990 yılında kokartlı profesyonel tur rehberi olarak turizm sektörüne girdi. Turizm de halen serbest çalışmaya devam eden iş adamı Kurşunlu Köyü’ndeki Antalya Çekirge Üretim Çiftliği’nin (www.antalyacekirge.com) kurucu ortağı olarak çalışmaya devam ediyor. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

Ünsal Yüksel Kimdir?
1967 yılında Manisa’nın Salihli ilçesinde doğdu. Ortaöğrenimini Almanya’da tamamlayan Yüksel, İzmir Özel Türk Koleji’ni bitirdi. Ardından Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünü bitiren Ünsal Yüksel 1990 yılında kokartlı profesyonel tur rehberi olarak turizm sektörüne girdi. Turizm de halen serbest çalışmaya devam eden iş adamı Kurşunlu Köyü’ndeki Antalya Çekirge Üretim Çiftliği’nin kurucu ortağı olarak çalışmaya devam ediyor. Evli ve 2 çocuk babasıdır.