04 Haziran 2009

SELİM EROL

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Antalya'da en çok kardiyoloji, kalp-damar cerrahisi girişimleri, organ nakli ameliyatları, kanser hastalıkları ve onkoloji için ödeme yapıyor. Hallettiğimiz bir işin önemi yok, biz halledemediğimiz işten sorumluyuz” diyen ve bu felsefeyi ilke edinen SGK’da yaşanan değişimi fark etmemek mümkün değil… Yeniden yapılanmakta olan kurumdan adımınızı attığınız anda, güleryüzlü personel ve sırada bekleyen kişilerin azlığı dikkat çekiyor. Yemekhanelerinden, tuvaletlerine, koridor düzenlemelerinden özel sipariş yağlı boya tablolara kadar en küçük ayrıntının düşünüldüğü Sosyal Güvenlik Kurumu’nda mimari dizayndaki modern çizgiler, değişen anlayışın ve bakış açısının da bir göstergesi…

Bir yıl önce göreve başlayan ve bu değişime öncülük eden Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü Selim Erol, devlete ait bir kurumda yaşanan modern değişimi ayrıntılarıyla bizlere anlattı. Sadece mimarinin değil, hizmet anlayışınında değiştiğini gözlemlediğimiz SGK’da yaşanan değişimleri halka anlatmalarının başlıca görevleri olduğunu belirten Erol, yasadaki değişiklikleri ve uygulamadaki farklılıkları bizlerle paylaştı.


Güleryüzlü ve gerçekçi bakış açısıyla olaylara yaklaşan ve “insan odaklı hizmet” kapsamında özverili bir çalışma sergileyen Selim Erol, hizmet içi eğitim seminerleriyle hem personelinin gelişimine katkı sağlıyor, hem de hizmet kalitesini arttırıyor.


İnsanların inanmadıkları ve gitmekten çekindikleri bir kurumun imajını yıkmanın zorluğunu yaşadıklarını belirten Erol, halkın kuruma inancının ve sosyal sorumluluğun artmasının kuruma değil, yine halka kazanç sağlayacağını belirtti.


Sosyal Güvenlik Haftası çerçevesinde ziyaretlerine aralıksız devam ettiğini belirten Selim Erol, bizlerle yeni yasayı ve yaşanan değişimi paylaştı.



-Sosyal Güvenlik Kurumu olarak yaşanan değişimi paylaşır mısınız?


Bizim burada göreve başlama tarihimiz 13 Şubat 2008. Bütün bunları konuşurken benden öncesi ya da benden sonrası diye ayırmak istemiyorum ama durumu analiz edecek olursak, Sosyal Güvenlik Kurumunun bakış açısının Antalya’ya yansımaları çok olumlu tepkiler almaktadır. Antalya’da göreve başladığımda karşılaştığım fotoğrafı paylaşmak isterim. Antalya çok farklı bir şehir… Kış nüfusu 1milyon 800 bin ve bu rakam yazın 10 milyona ulaşabiliyor. Ayrıca bu yeni yasanın uygulandığı ve anlaşma sağlanan 22 ülke var. Bu hizmetin yanı sıra 22 ülke vatandaşına da sosyal güvenlik hizmeti veriliyor. Önceki sistemin yapısında Bağkur binası Teoman Paşa caddesinde binadan bozma bir yapıda son derece ilkel şartlarda hizmet veriyordu. İlk iş Bağkur çalışanlarını buraya aldık ve bu binada da tadilata başladık. İnsanlar Bağkur binasında sağlık karnesi alabilmek için günlerce sıra bekliyor, evrak takibi yapıyorlardı.


-SGK öncesi hizmet alımı nasıldı?


Mevcut SSk binası insanlara hizmet etme noktasında ergonomik olarak yapılandırılmamıştı. Bizden gerçekten çok sıkıntıdaki insanlar glip hizmet alır. İş kazası geçirmiş, yakını vefat etmiş, sigortasız çalışan, boşanmış insanlar gelip hizmet alıyor. Bir şekilde hayatlarının en hassas döneminde bu binadan içeri giriyorlar. Giren insanlara bakıyorsunuz, hizmet noktasında insanları yormadan çok hızlı bir servis sunulması lazım. Oysaki iş kazası geçirmiş birinden önce 2. kata, oradan 4. kata, oradan tekrar 2. kata gönderip evrak takibi isteniyor. Akşama kadar sadece bürokratik işlemleri tamamlaması gerekiyor. İkincisi sağlık karnesi çıkartılırken önce nüfus cüzdanı fotokopisi isteniyor. Kişi geldiğinde bir de vukuatlı örnek getir deniyor. İşverenler gene aynı durumda iki ayda e-bildiri şifresi veriliyordu. Bunun böyle gitmemesi lazımdı ve öncelikle iş kazası servisimizi zemin kata taşıdık. Emeklilik işlemleri 180 günü buluyordu ve bu süreyi 1 aya indirdik. Sağlık karnesi uygulaması tamamen ortadan kalktı. İşverenler servisimiz tek bir ofiste toplandı ve hizmet alımı kolaylaştı.


-SSK binasının altyapısı bu birleşme için uygun muydu?


Personelin kendisini aidiyet duygusunda hissedebileceği, işini severek yapacağı bir ortam maalesef mevcut değildi. Binada tadilata başladığımızda günlerce kamyonlarca çöp atıldı. İki kamyon fare pisliği çıkarıldı. Arşiv odasına indiğimizde kullanılması gereken evrakların çuvallarda olduğu, atılması gereken evrakların saklandığını gördük. Atılması gerekenler çıkarıldığında, Tema’ya bağışlanan atıklar sayesinde Tema bizim için 10 bin fidan dikti. Öncelikli olarak personel yemekhanesini ve tuvaletleri düzelttik. Yemekhane girişinde kartlı sistem uygulaması başladı. Bütün mutfak gereçleri değiştirildi ve gıda tüzüğüne uygun hale getirildi. Toplantı odaları ve dinlenme odaları oluşturuldu. Hizmet içi eğitim başladı. Kişisel gelişim bazında verilen bu eğitimler, tamamen ikili insan ilişkilerine dayanmaktadır. İstanbul’da yaşayan ünlü ressam Levent Taka bizim için 60 yağlı boya tablo hazırladı. Personel kullanım alanları öncelikli olmakla beraber binamızda bu tabloları sergilemeye başladık. Personelin daha iyi fiziki şartlarda çalışıyor olması iş gücüne ve hizmet alımına doğrudan yansımaktadır. Önce personeli mutlu edeceksiniz ki, vatandaş memnun ayrılsın. Binaya ilk yerleştiğimizde karşılaştığımız tabloyu düzenlemek bir yıl aldı ve tadilat hala da devam ediyor.


-SGK Yasası kanuni düzenlemelerin yanı sıra, yeni bir yönetim anlayışını da mı getirdi?


Personelimizin kişisel gelişimi konusunu öncelikle ele aldık. “İnsanlarımıza nasıl daha iyi davranılır?” “İnsanlarımıza daha iyi hizmet nasıl sunulur?” konularını içeren seminerler “Farkındalığın, farkında olma eğitimi” ni kapsamaktadır. Bunu örneklemem gerekirse, pet shoplardaki bir hamster bir silindir içerisinde koşturuyor ve bir an geliyor kendini yere atıyor. Fareye sorsanız dünyanın en fazla yolunu o katetmiştir ama dışarıdan bakan biri o farenin aslında bir adım bile gidemediğini bilir. Bizde dedik ki, personelimiz aslında akşama kadar çok yoğun çalışmış olabilir. Ama akşama kadar çok yoğun çalışmak, kişinin çok yoğun iş ürettiği anlamına gelmez. Dolayısıyla biz acil ve önemli iş planı konusunda mevzuatı en iyi bilen personelimiz ve biz onlarında fikrini alarak yola çıktık. Gereksiz yere dört aşamadan geçen işlemleri personelimizden gelen geri beslemeyle en aza indirdik. İzleme , ölçme ve değerlendirme birimimiz ilgili birimlerle yaptığı toplantılarla bu gereksiz bürokratik işlemleri nasıl en aza indirebiliriz üzerine çalışmaya başladılar. Yaşanan problemleri gün gün çözerek, burada çalışan 500 kişi gerçekten bu davaya inanmış durumda… Geçen Mayıs ayında yeniden yapılandırma başladığında biz bu binada 84 bin kişiyi ağırladık ve Antalya’nın tamamı mesaiden sonra, hafta sonları aileleriyle görüşürken bizim kurumumuz aylarca gece onbirlere kadar çalıştı ve hafta sonları mesai yaptı. 84 bin kişiyi bu zor şartlarda, burnubile kanamadan ağırladık. Kalabalığın olduğu yerlerdeki fırsatçılara göz açtırmadan bu işi çözdük. Bu çok önemli bir aşamadır.


-Yeni yasayla birlikte en belirgin değişim hangi birimde yaşandı?


Kurum Başkanlığından gelen bir yazıyla doğru yolda olduğumuzu görerek ekip olarak bir kez daha gururlandık. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Antalya Sosyal Güvenlik Kurumu olarak emeklilik işlemlerinde göstermiş olduğumuz gayret Türkiye ortalamasını etkiledi. Gelir va aylık bağlama sürecinde göstermiş olduğumuz başarıdan dolayı Antalya SGK Türkiye ortalamasını aşağı çekmiştir. Kurum Başkanlığı’ndan gelen bu yazı bir yıldır çekilen bütün sıkıntılara yapılan bütün fedalarlıklara değdi. Sadece görünümü modernleştirmediğimizi hizmet anlayışınında değiştiğini bir kez daha gösterdi.


-Kayıt dışı çalışmalarla mücadelede gelinen son durum nedir?


Sektörlerin yüzde 3’lük bir kısmını denetlediğiniz takdirde bu size sektörün geneliyle ilgili bir fikir veriyor. Yeni çıkan yasaya göre 1774 Kimlik Bildirim kanunuyla bankalardan, noterlerden, sağlık işletmelerinden tüm raporlar bizim havuzumuzda toplanıyor. Biz burdan bir işletmenin sigortasız çalıştırıp, çalıştırmadığını denetime gitmesekde tespit edebilir duruma geldik. Geçen sene bir tespitimiz olmuştu. Bir çok otelde genel müdür ve komi aynı maaşı alıyor görünüyordu. Baz alınabilecek otelleri saptayarak diğer otellerle kıyasladık ve baktık ki gerçekten burada bir sıkıntı varsa tüm otellerden çalışanların unvan bilgilerini istedik ve bunları yüzdesel dilimlerde arttırmalaraını istedik. Bununla beraber Antalya genelindeki primlerde de topyekün bir artış sağlamış olduk. 1 milyon 789 bin 295 nüfusa sahip Antalya'da 1 milyon 604 bin 700 kişi sosyal güvenlik kapsamı içinde yer alıyor. Antalya'daki her üç kişiden biri aktif olarak çalışıyor ve Antalya aktif çalışan sayısında Türkiye birincisi…


-Peki her üç kişiden biri çalışıyorsa Antalya’daki işsizlik sorununu nasıl değerlendiriyorsunuz?


Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yaşanan en büyük sıkıntı, nitelikli iş gücü bakımından bir ihtiyaç var. Ne aradığını bilen işveren sayısı belli ama ona hitap eden kalifiye eleman sıkıntısı mevcut. Ama arkasından da “ne iş olsa yaparım, abi” diyen çok insan var. Ne iş olsa yaparım diyen bir kişi aslında hiçbir şey yapamaz. Niteliksiz iş gücü bakımından talep fazlası var bu niteliksiz iş gücünü ciddi bir biçimde eğitebildiğimiz sürece zannediyorum ki Antalya’da iş bulma sıkıntısı yaşanmayacaktır. Aynı zamanda turizm sezonunun 12 aya çıkarılamıyor olması sebebiyle de bir sıkıntı yaşanıyor olabilir. Antalya’nın farkındalığını ortaya koyarak sezonu 12 aya çıkarmak mevcut işsizlik sıkıntısını büyük ölçüde azaltacaktır.


-Büyükşehir Belediyesinin bu konudaki “Yarım Elma” Projesini nasıl değerlendiriyorsunuz?


Büyükşehir Belediyesi’nin Yarım Elma projesini destekliyoruz. Son derece anlamlı bir proje. Bu projenin uygulanma aşamasında, bir ayağı ve muhatabı da SGK. Büyükşehir Belediyesi proje konusunda bizden destek istedi. Ciddi bir ekip oluşturduk. Bu projenin hayata geçme aşamasında, kurumumuz uygulamaları nelerdir, gerekli bilgileri Büyükşehir yetkililerine veriyoruz. Görüşmelerimiz ve çalışmalarımız sürüyor.


-Sosyal Güvenlik Yasası kapsamında halktan beklentileriniz neler?


Üç kurumun birleşmesiyle oluşan SGK şu anda, teknolojik altyapısını tamamlamak üzere… Herkes sadece TC kimlik numarasını girerek kendisiyle ilgili bütün bilgilere ulaşabilmektedir. Kişi 25 yıl farklı yerlerde çalışıp emekliliği geldiğinde bize başvuruyor. “Beni yarın emekli edin” diyor. Gerekli evraklara bakıyoruz ve kişi bize ben on yıl önce o işletmede 4 yıl çalışmıştım, beni sigortalamamış mı diyebiliyor. Hayatınızın 25 yılını çalışarak geçiriyorsunuz, dönüp geçmişe ait kontrolleri yapmıyorsunuz, bize “beni emekli edin” diyorsunuz. Karşımıza çıkan tablo budur. Dolayısıyla insanlarımızın herşeyden önce Sosyal Güvenlik olgusuna önem vermeleri gerekiyor. Öncelikle kurum kayıtlarımızı internet üzerinden tüm insanlara açtık. Bireysel takiplerini kolaylaştırdık. Sigortalılıkları sağlanmıyorsa bizim çok ciddi denetim ekiplerimiz var. Bize gelsinler, biz onların hakları konusunda herşeyi yapıyoruz. Çıkan yasalar bazında, biz bunları resmi gazetede yayınladık, kurumun internet sayfasında da var. Açıp baksalardı demiyoruz. Çıkan her genelgeyi ilgilendirdiği grup kimleri kapsıyorsa, oralarla bağlantıya geçerek anlatıyoruz. Borcunu düzenli ödeyen ve yapılandıran işverenlere 5 puanlık indirimden bahsettik ve bunu duyurduk. Bu indirim yüzde 14’lük maliyete tekabül eden ciddi bir miktarı kapsadı. Bu ve benzer teşviklerimizi biz halka duyuruyoruz ve onlardan da yenilikleri takip edip uygulamalarını bekliyoruz.


-Yasa uygulamalarında yaşanan en büyük sıkıntı nedir?


Yaşanan en büyük sıkıntı, insanların başlarına bir olay gelene kadar algıda seçicilik olmaması… 29 Mart seçimlerinden önce mahalli idareler aracılığıyla tüm muhtarlarımıza yazdık. Dedik ki, “29 Mart yerel seçimlerinden önce köy muhtarlığı yapan kişiler bize gelip 15 gün üzerinden prim öderlerse biz onları 30 gün üzerinden sigortalı yapıyoruz” dedik ama belkide seçim telaşında çok iyi algılayamadılar. Böyle bir duyuru varmış, bu nedir diye daha yeni başvuruyorlar. Bu noktada algıda seçicilik çok önemli. Erken emeklilik isteniyorsa kurumumuzun “Ne zaman emekli olurum” servisi var. Burdan bilgi alabiliyorlar. Emekliliklerine bir yıl varsa, çalışma özgeçmişlerini beraber araştıralım. Eğer borçlanma gerekiyorsa beraber bakalım, diyoruz ama bize zamanında müracaat edilmediği için yaşananlar bizi yine “Hallettiğimiz bir işin önemi yok, biz halledemediğimiz işten sorumluyuz” noktasına getiriyor.


-Sosyal Güvenlik Yasası çıktığında çocuk sigortalı sayısında da çok ciddi bir artış olmuştu. Bunda son durum nedir?


Bu olay geçen sene Nisan ayında patlak verdi. Bizde dedik ki, böyle bir uygulamanın çok da lehlerine olmayacağını, Nisan’dan önce de, Nisan’dan sonra da emeklilik yaşının kadınlar için 58, erkekler için 60 yaş olduğunu söyledik. Nisan ayından sonrada olsa bu emeklilik yaşının ve bu yasanın 2046 yılından sonra emekli olacaklar için geçerli olduğunu söyledik. Dünyada hiçbir çocuk yoktur ki insanın kendi çocuğundan kıymetli olsun. Benim de iki çocuğum var. Kızım 4, oğlum 10 yaşında ve ben dedim ki, çocuklarımı sigortalı yapmıyorum. Çünkü haketmediler. Bu kapsamda 11 bin çocuk sigortalandı. Bir çok firmalar haksız kazanç elde ettiler. Şu anda 8 bin civarında firmayı inceledik ve içlerinden gördük ki sadece 13 çocuk sigortalı olabilecek nitelikte ve diğerlerinin tamamını iptal ettik. Burda organize kazanç getirici kişiler varsa da bu kişiler için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Geldiğimiz noktayı özetlersek bir çok insan bundan dolayı parasal açıdan mağdur oldu. İptal etmeseydik bile kazanacakları bir şey yoktu. 2046 yılında ne olacağını şimdiden öngörmek mümkün değildi. Bu konuda çok ciddi bir denetim ekibimizi bu işe ayırdık. Boşu boşuna iş gücü kaybı yaşandı.



Selim Erol Kimdir?


15 Aralık 1970 yılında Elmalı’ da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Antalya’da tamamlamıştır.1988-1993 yılları arasında Gazi Üniversitesi İktisat Fakültesi Kalkınma Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra 1995 yılında eski adıyla SSK Genel Müdürlüğü’nde müfettiş yardımcısı olarak göreve başladı. 1998 yılında müfettiş, 2006 yılında Sosyal Güvenlik Kurumlarının birleşmesi sonucu Sosyal Güvenlik Başmüfettişi olmuştur. 13 Şubat 2008 tarihinde Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne atanmıştır. Fiilen bu görevi devam ettirmektedir. Selim Erol evli ve iki çocuk babasıdır.


Selim EROL Sosyal Güvenlik Kurumları’nın birleşmesine neden olan 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kuruluş Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunlarının hazırlık komisyonlarında görev almış ve Sosyal Güvenlik Uygulamaları konusunda yurtdışında Almanya-Berlin’de, Çek Cumhuriyeti’nde-Prag’ da incelemelerde bulunmuştur.TÜSSİDE (Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü), Kal Der ve TSE tarafından Kalite Yönetim Sistemi Liderlik Eğitimlerine katılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder