25 Mart 2010

SADIK BADAK



Antalya siyasetinde proje denilince akla gelen ilk isim Antalya Milletvekili Sadık Badak. 20 yıldır çok sayıda dernek ve meslek kuruluşlarında, ülke ve yöre sorunları üzerinde konuşmalar yapan ve birçok projesini başarıyla hayata geçiren Badak, hem ülke gündemini hem de bölgenin değişimini yakından takip ediyor.

Antalya sanayisinin turizme dayalı olduğunun önemle altını çizen Sadık Badak, bugün gelinen noktayı da oldukça başarılı buluyor. Antalya’da sanayi sektörünün gelişimde önemli rol oynayan Badak “Antalyalı tüccara madalya vermek lazım” diyerek zorluklara rağmen alınan mesafede sanayicinin kendine olan güveninin büyük rol oynadığını vurguluyor.

Antalya fuar alanının yapımında yoğun emek harcayan Badak “ Anfaş 90’lı yıllarda çalışmasına başlanan önemli bir projeydi. Anfaş’ın yapılmasının altında World Expo’ya bir gün talip olacağımız fikri yatıyordu. Biz bu fikri o zamanlar kimseyle paylaşmadık ama Anfaş tecrübesi olmasa World Expo’yu alamazdık” diyen Sadık Badak, 2005 yılında Expo’yu incelemek için bir ay Japonya’da kaldığını belirtti.

2007 Ekim’den itibaren Parlemento’da yaptığı çalışmaları özetleyen Antalya Milletvekili Sadık Badak, tek amacının 2023 yılında Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasıla içindeki kentimiz gelirlerinin yüzde 5’e ulaşmasını istediğini ve bölgenin sosyo- kültürel gelişimine katkıda bulunmak olduğunu belirtti.

Geçtiğimiz yıl Elmalı Hazineleri’nin Antalya’ya getirilmesi çalışmalarını tamamlayan Badak, kültürel projeler kapsamında sahil belediyesi festivallerinin yüksek sezon dışına alınması, Antalya’da film endüstrisinin geliştirilmesi, Selçuklu Sanat Müzesi ve Su Medeniyeti Müzesi kurulması için de çalışmalarına devam ediyor.

World Expo 2016’nın Antalya’ya alınması için de önemli çalışmalara imza atan Sadık Badak, bunun yanında 12 Bakanlık’da elliye yakın konu başlığını takip ediyor. Hem ülke sorunlarına hem de bölge sorunlarına titizlikle yaklaşan Sadık Badak, çalışmalarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.



- World Expo 2016’nın Antalya’nın vizyonunda ve tanıtımında önemli katkılar sağlayacağını biliyoruz. Peki, Expo’nun bunun dışında Antalya’ya kazandırdıkları neler olacak?

1000 dekar alanda yapılacak ve 6 ay süreyle açık kalacak olan “çiçek ve çocuk” temalı World Expo 2016’ya 8 milyon ziyaretçi bekleniyor. Dışişleri Bakanlığı Antalya’da Büyükelçi düzeyinde daimi bir temsilcilik açacak. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 70 yıllık İzmir Enternasyonal Fuarı sebebiyle 200 ülke ile olan bağlantı tecrübelerini Antalya komitesi ile paylaşacak. Bu yıl çalışmalar Tarım ve Köyişleri Bakanlığının organizasyon desteğiyle yürütülecek. Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, DLH Genel Müdürlğü ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı plancılarıyla EXPO alanının çevre ulaşım planları ve uygulamaları gözden geçirilecek. Antalya’ya modern Kruvazör Liman yapılması için çalışmaları yakından takip ediyorum. Buna bağlı olarak Gazipaşa’dan Kemer’e kadar olan bölgede deniz ulaşımının 2016’ya kadar tamamlanması, yoğun trafiğin kısmen denize alınması için önemli bir projedir. Alanya – Antalya demiryolunun da projesi hazırlandı ve 1 Ağustos1999’da ihaleye çıkıldı. Talip çıkmadı. Yine World Expo 2016 sürecinde Eskişehir-Antalya ve Konya hattındaki hızlı demiryolu projesinin bir hattının tamamlanması Antalya’ya gelecek olan turistin yüzde 20’sinin Konya-Nevşehir-Ankara hattını da kullanabilmesini sağlayacaktır. 2016’ya uzanan süreçte Antalya’ya bir kongre merkezi planlanması gerektiğini düşünüyorum. 10 bin kişilik bir kongre merkezine kesinlikle ihtiyacımız var.

- Kalkınma Ajansları kurulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kalkınma Ajansları’nı çok önemsiyorum. Çünkü 1998 yılında buna benzer bir yapılanmayı iş hayatında ilk konuşanlardan biri benim. Türkiye’de 26 büyük il oluşması kanaatindeyim. Ve sosyo- ekonomik kalkınmalarını bu 26 havza kendi sinerjisini de koyarak sağlayabilmeli, bu kamunun yaptığı çalışmalara daha itici bir yeni enerji sağlayacaktır. Nitekim Kalkınma Ajansları kuruldu. Geçen hafta Antalya’nın genel sekreteri oldu. Ak Parti iktidarının yaptığı yüzlerce iyi uygulamadan bir tanesi de bu Kalkınma Ajanslarıdır. Buna bağlı olarak da başarılı meslek sahibi hemşerilerden oluşacak bir Kalkınma Meclisi kurulmasını öneriyorum. Planlama teşkilatına gerekçeleriyle birlikte bu konuyu sundum ve takip etmekteyim.

-Geçtiğimiz yıl da yoğun bir gündeminiz vardı. Türkiye genelindeki çalışmalarınızdan sonuçlananlar oldu mu?

İlimizden yapılan domates ve elmaya tonda 50 dolar ihracat teşviği verilmeside geçen yıl sonuçlanan çalışmalarımdan biridir. Yine çok önemli gördüğüm BBC World benzeri 7 gün 24 saat İngilizce yayın yapacak olan bir televizyon kurulmasının, Türkiye’nin ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Bu konuyu TRT’yle görüşmekteyiz. İç İşleri Bakanlığı nezlinde nüfusları artan ve azalan ilçeler üzerinde bazı çalışmalar yaptım. Ülkemizde kabaca 1000 ilçemiz var. Bu ilçelerin 260 tanesinin nüfusu 5 binin altındadır. Ama 50 tanesinin nüfusu da 50 binin üzerindedir. 1 milyon nüfusu olan ilçe var. Pursaklar, Gaziosmanpaşa gibi… Bizim mülki idari yapımızı masaya yatırmamız gerektiği kanaatindeyim. Son 30 yılda meydana gelen sosyo-ekonomik gelişmelerde iç göçler nüfus değişimlerine yol açtı. Alanya ve Manavgat bunun en güzel örneğidir. Bütün ilçelerimizde SWOT analizleri yapılması gerekmektedir. Kent Konseylerinin yönetmelik değişiklikleri konusu da gündemdeydi bu konuyu da 6 ay önce tamamladık.

-Antalya’da deniz trafiğinin oluşturulması konusunda ne aşamaya gelindi?

Antalya Serbest Bölgesi ve Limanı master planı çalışmalarını daha da geliştirerek bu konuyu tüm sahili içine alacak şekilde genişlettik. Yine Mersin sınırından Muğla sınırına kadar bütün Akdeniz sahilinin mevcut durumunu tespit ettiriyoruz. Bu sahilde uluslar arası standartlara göre nelerin yapılmaması lazım ya da nelerin yapılması lazım bunları tespit ettirerek planlama yapıyoruz. Kemer, Gazipaşa arasındaki trafiğin önümüzdeki 10 yıl içinde bir kısmının yaz aylarında denize aktarılmasını sağlamak istiyoruz. Eskişehir- Antalya arası hızlı tren ihalesinin yanı sıra, Konya-Beyşehir- Taşağıl-Antalya demiryolu etüd planlamaları yaptırıyoruz. Ayrıca Beyşehir - Antalya karayolunun ihalesinin tamamlanmasını da bu yıl yapacağız sanıyorum. Taşağıl, İbradı, Konya, Alanya Karaman karayolu yapımı da takip ettiğimiz konulardan biridir.

-Antalya’nın ticari hayatı için yeni önerileriniz neler?

Yeni sektörler kazandırılması gerektiğine inanıyorum. Bunlardan birininde lojistik olduğunu düşünüyorum. Kara, deniz, demiryolu ve hava yolu lojistiği oluşturulması için çalışıyorum. Dünyada son 10 yılda modern lojistik köyler kavramı oluştu. Ulaştırma Bakanlığı Türkiye’nin muhtelif noktalarında 11 yerde lojistik köyler kurmaya karar verdi. Demir yollarının geldiği yerlerde başlayan bu çalışmayı görünce ben Antalya’yı da dâhil etmek istedim. Bizim bölgemiz neticede ağır endüstri bölgesi değildir. Hafif endüstri bölgesi olduğumuz içinde lojistik köy olmamız, katma değeri arttırabilecek ve bölgenin ticaretine biraz daha katkı sağlayabilecek önemli sektörlerden biri olacaktır. İmar planına bu konuyla ilgili 1200 dekarlık bir alan işlendi. Ayrıca Döşemealtı’na bir otomobil test merkezi getirmeyi planlıyoruz. Bir iki kanun değişikliği gerektiren bir süreç olmasına rağmen Antalya Organize Sanayi Bölgesinin yanına yapılması planlanan ve Türkiye’de bir tek Antalya’da olacak olan “otomobil test merkezi” Antalya’nın teknoloji yatırımı olacak. Şu anda otomobil sektörü fren testleri, ısı testleri için yurtdışına gidiyorlar. Bütün bunları Antalya’da yapabilecekler. Çevre ülkelerden de bize test için gelebilecekler.

-Antalya ve ilçelerindeki limanlar ve Kruvaziyer turizmi için yeni yapılanmalar var mı?

Manavgat’ta uzun yıllardır yat ve tekne çekek yapım yeri vardır. Bu takip ettiğim konulardan biri ayrıca Lara Kruvaziyer Limanı son derece önemli bir proje olacak. Dünya kalitesinde bir havaalanımız var. Aynı kalitede bir de Kruvaziyer Liman’ımız olmalı. Tekne vergilerinin düşürülmesi önemli bir konuydu ve Mayıs 2009’da yasalaştı. Gazipaşa, Alanya ve Kaş yat limanı da takip ettiğimiz konulardan.

-Ülkenin turizm politikasının verimliğinin arttırılması için neler yapılmalıdır?

Türkiye’de İhracatçılar Meclisi’nde olduğu gibi turizmde de Türkiye Turizm Sektör Meclisi

kurulması gerektiğini düşünüyorum. Kültür turizmi, Kongre fuar turizmi, Sahil turizmi gibi konuların tek bir çatı altında toplanması gerektiğini düşünüyorum. Yurtdışındaki 40 şehirden ülkemizdeki 10 şehre tarifeli seferler konulması konusunda da görüşmelere devam ediyorum. Özellikle Dubai’yle kurulacak bir bağlantının Uzakdoğu ve Afrika’yı Antalya’ya bağlayacak bir kapı olduğuna inanıyorum.

-Geçtiğimiz yıl tarım ağırlıklı projeleriniz başlamıştı. Bu konuda hedefiniz nedir?

2009 yılında çalışmalarına başladığımız Altınbeşik mağarası yolu yapımı ile bugüne kadar değerlendirilmeyen yerleri ele aldık. Altınbeşik, Eynif ovası İbradı’nın önemli yerleri olmasına rağmen bu güne kadar kullanılmamış yerlerdir. Eynif Ovası projesi buranın önünü açmak içindir. Bakanlık ve sizlerin katkıları ile uygulanacak bu projeden sonuç almak sizlerin elindedir. Altınbeşik mağarası yolu yapımı tamamlanıp hizmete açıldıktan sonra verimli işletilmesi sizlerin elindedir. Diğer bir projemiz olan Çiçek Soğanları projesi Türkiye’nin ve Tarım Bakanlığının önem verdiği projelerden birisidir. Bizim amacımız orman köylerine gelir getirecek projeler sunarak ekonomik gelirlerinin artırılmasıdır. İbradı halkı bu projeye sahip çıktıkları zaman bu çiçek soğanlarının pazarı hazırdır. Eynif Ovası, Altınbeşik mağarası gibi önemli yerlerimiz cazibe merkezi haline getirilerek İbradı nüfusunun 5 bin Ormana’nın 3 bin nüfusa erişmesidir. Bunun yanında Gündoğmuş Sümene Sulama Projesi’nin başlatılması da göçlerin önlenmesi ve ekonominin geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır.

-Antalya turizmini çeşitlendirmek için sizce neler yapılabilir?

Bir yıldır Milli Parklar Genel Müdürlüğü’yle çalışma yapıyorum. Antalya bölgesinde turizmin çeşitlenebilmesi için Manavgat Vahşi Doğa Parkı öneriyorum. Manavgat civarında 1500 dekar alanda içinde tropikal hayvanların serbestçe dolaşabileceği bir Vahşi Doğa Parkı yapmak istiyoruz. İçinden otobüslerle geçilebilecek olan bu parkta camdan hayvanları izleyebileceksiniz. Bir diğer bölgesinde de evcil hayvanlarla fotoğraf çektirilebilecek, kafeteryası ve tesisleriyle Türkiye’de bir ilk olacak. Eğer bunu 2011 yılına kadar geliştirebilirsek turistlerin Aspendos gibi günübirlik ziyaret edebilecekleri bir doğa parkına sahip olacağız.

-Enerji tasarrufu açısından yaz saati uygulamasının devam etmesi konusunda ne aşamaya gelindi?

Yaz Saati uygulaması güneş ışığından daha fazla yararlanmak ve elektrik tasarrufu sağlamak için yapılmaktadır. Bu uygulama kış aylarında da devam ederse, elektrik tasarrufu da devam etmiş olur. Mevcut uygulama güneş ışığından 1 saat kaybetmemize yol açıyor. Sabahları güneş olduğu halde eşit meridyenlerdeki diğer ülkelere göre Türkiye de resmi hayat 1 saat geç başlıyor ve akşam 1 saat geç bitiyor. Bu sebeple ülkemizde elektrik tüketimi artıyor. Bu konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam etmektedir. Bunun dışında Maden Kanununun değiştirilmesi ve taş ocaklarının diğer madenlerden ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Yine doğal kaynakların korunması konusunda orman ve dağ köylerinde boşa akan küçük kaynak sularının yangın göletlerinde toplanmasıyla 29 adet gölet yapıldı. Bu sayıyı arttırmayı hedefliyoruz. Hem orman yangınlarında oradan su alınabiliyor hem de o su boşa akmıyor oradaki tarlalar sulanmış oluyor. Bunların yanında 30 yıldır konuşulan Gazipaşa Gökçeler Barajı, Manavgat Naras Barajı ve Aksu Küçük Aksu Barajı ve Kaş Kıbrıs Barajı her biri yaklaşık 40 bin dekar alan sulayacak. Her biri 150 milyon TL’ye mal oluyor. Bu 35 yıldır programa alınamıyordu. Biz bunun iki tanesini geçen yıl programa aldık. Gazipaşa ve Manavgat’ın bu yıl ihalelerini yaptırıyoruz.2010 yılı içerisinde de Küçük Aksu Barajını programa aldıracağız. Eğer bunları yapabilirsek son yaşadığımız sel afeti bu derece olmayacak.

-Meclise vermiş olduğunuz Antalya’ya alınacak otobüslerle ilgili soru önergesinde sonuç alındı mı?

Oradaki sorunun konusu Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi'nde kent merkezi için 180 otobüs alımı yetkisi için karar alınmasının ve 40 tanesi için ihale yapılarak onaylama aşamasına gelinmiş olmasına ihtiyaç olduğu kanaatinde değilim. Ulaşımda zaten özel halk otobüsleri ve midibüsler var. Bu milli kaynak israfı değil midir? Bütün dünyada belediyeler bu gibi yatırımlardan çekiliyor. Türkiye’de pek çok ilde çekildi. Tekrar kamuyu böyle bir yatırıma sokmak, bunların işletme maliyetlerini karşılamanın anlamını bilemiyorum, onun için sordum ama henüz cevap gelmedi. Bunu son derece yanlış buluyorum. Antalya’daki ulaşım esnafı zaten fedakâr esnaftır, onlarla beraber elele tutuşup bir uzlaşma sağlayıp model geliştirmek gerekir. Belediyenin trafikte bini aşkın taşıt varken bir de otobüs alması son derece akıl dışı bir yatırımdır. Ben Antalya’nın ulaşım probleminin bütün olarak düşünülmesi gerektiğine inanıyorum. Kemer- Gazipaşa arası düşünülmeli, birinci etapta Kalekapısı’yla Manavgat Irmağı arası düşünülmeli, Antalya 250 km uzunluğunda, 5 km derinliğinde bir şehir olma yolunda ilerliyor. Konyaaltı ile Side arası en yoğun bölge, batıda Tekirova’ya uzanan, doğuda da Gazipaşa’ya uzanan daha düşük yoğunluklu bir yerleşim var. Ama en yoğun bölge Manavgat Irmağı’yla Antalya Limanı arası, dolayısıyla ulaşım sorunu bu eksende düşünülmelidir. Şuanda sadece Muratpaşa ilçesi düşünülüyor. Muratpaşa ilçesinin bu hale gelmesinin sebebi 1960’lı yıllarda yapılan imar planlarıdır. Aslında Muratpaşa ilçesi eski haliyle korunabilmeliydi. Yeni Antalya Varsak bölgesine kurulmalıydı. Bunlar artık geride kaldı ama ulaşım meselesi bir bütün olarak düşünülmelidir.

- Antalya’daki yatırımların tamamlanamaması 2016 World Expo sürecini olumsuz etkiler mi?

Eğer hareket edilmezse etkileyebilir. Bu işin sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukları halkın hatırlatması gerekir. Herkes sorumluluğunu yerine getirmelidir. Neticede bunlar kamunun işleri, kimsenin kendi malı değildir. Antalya’nın en temel ihtiyacından biri 30bin kişilik stadyumdur. Büyükşehir Belediyesi planlamayı yapmalıdır. Diğer şehirlerde belediyeler kendileri yapıyor. Biz her türlü hukuki manada destek olmaya hazırız, yeter ki yapılsın. Kavga etmesinler, yapsınlar. Kavgayla ülke kalkınmaz, ülke hizmetle kalkınır.

- Türkiye genelinde takip ettiğiniz projeler nelerdir?

Hatay-Artvin arası sınır kapılarında özel sektör yatırımları yaptığımız takdirde oralara ciddi talep olacağını düşünüyorum. Özel okul, hastane, alışveriş merkezi ve 4 yıldızlı otel yatırımları sınır dışından müşteri çekmeye dönük işletmeler olabilir. Bakanlıklarda Halkla İlişkiler ve Yatırım takip birimi oluşturulması kanaatindeyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir ARGE merkezinin daha profesyonel hale getirilmesi içinde çalışmalara devam etmekteyim.



Sadık Badak Kimdir?

Sadık Badak, 10 Şubat 1955 yılında Burdur'da doğdu. Mali Müşavir, Yönetici ve İşadamı, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitirdi. Antalya Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği ve Aydınlar Ocağı Kurucu üyesi oldu. Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, Antalya Sigorta Acenteleri Derneği Kurucu Üyeliği, ANFAŞ (Antalya Expo Center) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Murahhas Üyeliği, Antalya Toptancılar Birliği Kurucu Üyeliği, Antalya Eğitim Vakfı Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, Öncü İnşaat AŞ. Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, Antalya Diyalog Grubu Kurucu Üyeliği, Antalya Kent Konseyi Ekonomi Grubu Başkanlığı, Antalya Güçbirliği Holding Kuruculuğu, İcra Kurulu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği, Antalya Genç Yöneticiler Kurucu Başkanlığı, ANSİAD Yüksek Danışma Kurulu Başkanlığı, TOBB Türkiye Fuarcılık Organizasyon Denetim ve Yönetim Danışmanlığı Sektör Meclis Başkanlığı görevlerinde bulundu. İngilizce bilen Badak, evli ve 2 çocuk sahibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder