25 Mart 2010

EMİN MÜFTÜOĞLU



Bir çocuğa "bisiklet nedir" diye sorsak, cevabı belli: O bir eğlence aracı. Hemen hemen her çocuğun, ailesine bir bisiklet aldırma çabası olmuştur. Kimileri karne gününü bekledi, kimileri harçlıklarını biriktirdi, kimileri de hayallerini büyüdüğü günlere erteledi…


Bisiklet kavramı, hayatımızın bir yerinde hep olsa da bisiklet sporuna ilgimiz son yıllarda artmaya başladı. Altyapı çalışmaları ve ekipman eksiklerinin giderilmeye başladığı yıllarda bisiklet milli takımımızın başarıları da konuşulmaya başlandı. Bisiklet sporundaki özverili çalışmalarıyla Alanya’nın ismini tüm dünyaya duyuran Emin Müftüoğlu’nu bu hafta memleketi Alanya’da ziyaret ettik.


En büyük hayalim, “yaşlandığımda Alanya’nın her yerinde bisikletli sporcuların antrenman yaptıklarını görebilmek”, insandan daha çok bisikletçinin geçtiği bir atmosfer yaratılmış olması en büyük isteğim, diyen Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, Süper Lig hakemimiz Kuddusi Müftüoğlu’nun da ağabeyi…


Bu hafta Müftüoğlu kardeşlerle beraber sohbet etmek istemiştik ama lig devam ettiği için hakem Kuddusi Müftüoğlu izin alamadı. Ama ligin bitiminde Kuddusi Müftüoğlu ve teyzesinin oğlu Kamil Abitoğlu ile spor yaşantılarına dair bir söyleşinin sözünü şimdiden aldık.


30 yıl öncenin Alanya’sında yaşanan tüm imkansızlıklara rağmen spor tutkularından vazgeçmeyen Müftüoğlu ailesinin bireyleri spor camiasının önemli isimleri oldu.


Futbol ve basketbol oyunculuğuyla başladığı spor hayatını triatlon ve bisiklet sporuyla devam ettiren ve spora “yüreğini koyan” Emin Başkan’a en son ne zaman piknik yaptınız ya da sinemaya gittiniz dediğimde “ O kadar uzun zaman oldu ki, inanın hatırlayamıyorum” dedi. Aldığı sorumluluğu geceli gündüzlü bir çalışmayla sürdüren Emin Müftüoğlu, bölgenin tanıtımındaki rolü ve bisiklet sporuna sağladığı katkılarla Alanyalıların gözbebeği Başkanı…


Çocukluk yıllarından bugünlere yaşadığı sıkıntıları, Bisiklet Federasyonunun çalışmalarını ve gelecek projelerini bizlerle paylaşan Emin Müftüoğlu, samimi ve hoşsohbetiyle bizlere unuttuğumuz anılarımızı da hatırlattı.




-Avrupa Bisiklet Birliği toplantısı sonuçlandı. Beklediğiniz gibi geçti mi?


Beklediğimizden de güzel tepkiler aldık. Antalya’daki bisikletle ilgili en önemli organizasyon Avrupa Bisiklet Birliği kongresinin Alanya’da yapılmasıydı. Avrupa’daki tüm federasyon başkanlarını burada başka türlü toplama şansımız yoktu. Ülkemizdeki bisiklet sporunun gelişimiyle ilgili yapılan bu toplantıda gelecekte kamp yapabilmeyi ve Türk Milli Takımı’yla ortaklaşa yapılabilecek çalışmaları konuştuk. Türk Bisiklet Milli Takımı sporcuları, ilk kez dünya başkanı ile tanışma ve yüz yüze sohbet etme imkanı buldu ki bu onlar için büyük bir moral motivasyonu oldu.


-Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun çalışmalarını Alanya’da organize etmesi ne gibi yenilikler getirdi?


Sezonun açılış yarışlarını Alanya’da yapıyoruz. Milli takım sezon açılış kapına Alanya’dan başlıyoruz bundan sonra sezonun ilk dağ bisikleti yarışı da Alanya’dan başlayacak. Daha önce Adana’dan başlıyorduk ama artık Alanya’dan başlayacak. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu`nun Alanya’da yapılıyor olması da gerek ülke içi gerekse yurtdışından çok olumlu tepkiler aldı. Dünya Bisiklet Birliğinde, bisiklet kamuoyunda, geçmişte kaybolan imajımızı düzelttiğimizi düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu organizasyona bizzat katılması bizim için büyük bir onurdu. Belek Avrupa futbolunun kamp merkezi haline geldiği gibi bisiklet takımları için de Alanya kamp merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. 46'ncı Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu bu yıl 11-18 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirileceğiz ve 123 ülkede 8 gün boyunca günde 2 saat canlı yayınlanacak.


-Bisiklet sporuna merakınız ne zaman başladı?


İlk bisikletle tanışmam ortaokula başladım dönemdi. Bisikletim olsun çok istiyordum ve dedemde okulda başarılı olursam bisiklet alacağını söylemişti. O yıl takdirname getirerek ilk bisikletime kavuşmuştum. O gün başlayan bisiklet heyecanım daha sonra triatlonla devam etti. Ben de Triatlon ve Bisiklet Federasyonu yönetim kurulu üyesi olarak göreve başladım. Gençlik yıllarımda futbol ve basketbol oynuyordum. 24 yaşında geçirdiğim bir kazadan dolayı futbola devam edemedim ama buda benim bisiklet sporuyla tanışmama vesile oldu.


1987 yılında ayağımı yaraladım ve buradaki bir ortopediste gösterdik. Antalyaspor’dan Mehmet Arıcıda olayı öğreniyor ve beni Antalya’ya götürmek istiyor. Ben ısrarla buradaki doktora güvendiğimi söyleyince arkadaşlarıma ulaşıyor. Gece yarısı apar topar gelip beni zorla Antalya’ya götürdüler. Antalya’da son andaki müdahaleyle ayağım düzeldi. Eğer Alanya’da kalmakta ısrar etsem ayağım kesilmek zorunda kalınacakmış. Bugün yürüyorsam bunu Mehmet Arıcıya borçluyumdur. Bu kazadan sonra bisiklet sporuna karşıda bir vefa oluştu bende ve ayağım iyileşene kadar bisiklet organizasyonlarında yardımcı olmaya başladım. Futbol ve basketbolu bırakıp bisiklet ve triatlona geçişim bu sebeple olmuştu.


-Türkiye’de futbol dışındaki spor dalları çok fazla ilgi görmüyor. Bisiklet sporu içinde bu geçerli mi?


Son 10 yılda ülkenin de gelişimiyle çok büyük ivme kazandı. Hatta Avrupa’da yaygın olan ama bizim ülkemizde olmayan sokaktan bisiklet kiralamanın Alanya’da hayata geçirilmesi çok büyük bir fark yarattı. “Şehir bisikletleri” projesiyle trafik düzenini rahatlatmayı ve çevre kirliliğini azaltmayı hedefledik. Şehir bisikletleri için, belediye sınırları içinde, sahil şeridi ve yayaların yoğun olduğu 20 nokta tespit edilerek istasyonlar yerleştirildi. Terminallerden, kentlilerin ve turistlerin faydalanması amaçlandı. Toplam 250 bisikletten oluşan projede, 1 saatlik sürüşün ücretsiz, ilk 1 saatten sonra her saatin 2 TL olduğu bisiklet turlarında günlük ücret 10 TL olarak belirlendi. Bir terminalden binen sürücü, bisikleti aldığı noktaya geri getirmek zorunda değil ve 20 noktadaki istediği bir terminale kredi kartını okutarak bisikleti kilitleyebiliyor. 1 saatlik sürüşten sonra bisikleti teslim eden kullanıcı, başka bir terminalden bir bisiklet daha alıp onu da hiç ücret ödemeden 1 saat kullanabiliyor. Geçtiğimiz hafta yapılan toplantıda hem Avrupa hem de Dünya Bisiklet Federasyonu Başkanları’na Belediye Başkanımız kendi kredi kartıyla bisiklet kiraladı. Bu proje sokakta bisiklet kullanımıyla ilgili en önemli projeydi. Ben inanıyorum Konya ve Kayseri gibi büyük şehirlerimizde bu proje çok ilgi görecek. Bisikletin halkın kullanımına açılmasında biraz yavaş ilerliyoruz ama inanıyorum yakın zamanda ilgi daha da artacak. Bisiklet her çocuğun hayalidir ve imkânlar arttıkça ilgide artacaktır. Hedeflerimizi doğru koyup bu yolda ilerlemeliyiz.


-Sizin gençliğinizde imkânlar kısıtlı olmasına rağmen spordan hiç kopmamışsınız. Şimdi imkânlar daha iyi olduğu halde gençlerin spora olan ilgisi daha az gibi görünüyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?


Bizim zamanımızda imkânlar gerçekten kısıtlıydı ama bizim aile bir istisnadır. Babam 7 kardeş, annem 6 kardeş olmasına rağmen sadece ben, Kuddusi, küçük kardeşimiz ve teyzemin oğlu Kamil Abitoğlu yetişti. İmkân verildiğinde ben herkesin başaracağına inanıyorum ama gençlere doğru yollar gösterilmelidir. Size bu konuyla ilgili bir örnek vereyim. 1985 yılında profesyonel takımda futbol oynuyordum ama ilçenin içinde eşofmanla sokakta yürüyüp sahaya antrenmana gidemiyorsunuz. Çünkü toplum iyi bakmıyor, eşofmanla sokakta yürümenin ayıp olduğu günlerden buralara geldik. Çektiğimiz sıkıntıları ve mahalle baskısını anlatmakla bitmez. Bugün en azından bunlar kalktı. Eğer doğru çalışılırsa ve hedefler konursa bölgemizden önemli sporcular çıkabilir. Bu konudaki en büyük sorun yatırım yapıldığında hemen başarı bekleniyor olmasıdır. Önce başarı isteniyor. Başarı varsa yatırım yapılıyor aslında yatırım varsa başarı gelir. Yani Kuddusi Müftüoğlu ve Kamil Abitoğlu çıkmasaydı, bugün kimse Alanya’da hakemlikle ilgilenmeyecekti. Gençlik yıllarımda sporla uğraşmamızı ve yatırım yapmamızı akıllı bulmuyorlardı. Çok zor dönemlerden geçerek bugünlere geldik. Başarıya giden yolda acı mutlaka vardır ama bizim bölgenin insanı acı çekmeyi sevmiyor. Ben futbola başladığımda ilçede sadece 6 tane futbol topumuz vardı. 11 kişiyle oynayamadığımız 9 kişinin sığdığı bir sahada antrenman yapıyorduk. Benim en büyük şansım evimizin o futbol sahasına bakıyor olmasıydı ama bakmam bile yasaktı, pencere kapalı olurdu. Kaçarsak dayak yerdik.


-Bisiklet kamp merkezi olabilmek için ne gibi eksiklerimiz var?


Bunun en güzel cevabını bisikletçi bir yere gittiği zaman ne ister sorusunu kendimize sorarak bulabiliriz. Alanya’da bisiklet markaları için bikes hop açılmalı, bisiklet parçalarının satıldığı mağazalar olmalı, veledromumuz yok, dağ bisikleti için yol güzergâhları belirlenip düzenlenmeli, bunlar yapılamayacak eksikler değildir.


-Son dönemde bisiklet sporunda en iyi durumda olan ülke hangisi?


Önceki yıllarda Fransa gibi gözükse de İtalyanlar çok ciddi bir atak yaptılar. İtalya hem altyapısıyla hem de takımıyla şuan en iyi ülke durumunda. Veledrom branşında Ruslar ve Almanlar iyi durumda, Belçika bisiklet konusunda iyi ülkelerden biri, Uzakdoğu bu konuda başarılı değil, sanılanın aksine…


-Türkiye’de bisiklet kullanımının en yoğun olduğu ilimiz hangisi?


Konya milli takımın çoğu sporcusunu yetiştiriyor. Konya bisiklet konusunda hala en iyi şehrimiz. Bisiklet kullanımı çok yaygın ve evde bisiklet konuşuluyor. Eğer bisikleti evlerde konuşulur hale getirirseniz, bisiklet kültürünüzün altyapısı zaten oluşuyor. Bisikleti evlerde konuşulur yapabilmek için Masterlar Yarışlarımız başladı. Bisiklet sporunu bırakmış sporcularımızın yarıştığı bu yarışlar evlerde tekrar bisikletin konuşulmasını sağladı. Bu yarışa katılan 60 kişinin üzerinde master sporcumuz var. Bisiklet sporuna başlamanın en ideal yaşı 12 yaştır. O yüzden çocuklarımızı geç olmadan yönlendirmek milli sporculukta çok önemlidir.


-Bisiklet sporu pahalı bir spor dalı mı?


Bisiklet sporu ekipmanları pahalı bir spordur. Bu yüzden de sponsorluklar çok önemli, eğer sponsorlarınız yoksa hiçbir şey yapamıyorsunuz. Milli takımımızın sponsorlar sayesinde bisikletlerini yeniledik, şimdi yıldız takıma da sponsorlar bakıyoruz. Türkiye futbol ligleri de bundan 20 sene önce çok sıkıntılar çekti. Şimdi 400 milyon avro ediyor ama bu kolay olmadı. Futbolun özelleştiği ilk yıllarda amatör takım paralarını ödeyemiyorlardı, hakem paralarını ödeyemiyorlardı. Ben inanıyorum ki federasyonumuz bu çalışmalarını sürdürürse yirmi sene


sonra çok iyi yerlere gelecek. Dünya’da ne varsa bizim ülkemizde de olmalı, benim ana hedefim bu… Bunun içinde önce kendimize güvenmeli ve kaynakları doğru kullanmalıyız.


Sistem değişmeden sonuç değişmez. Yani sistem aynı sistemse o sistemin içine altın koyun, altın alamazsınız, karışım alırsınız. Ama sistem değişirse ne koyarsanız koyun sonuç bellidir.


Avrupa’da milli bir sporcu 2-3 milyon avro kadar para kazanıyor. Neredeyse bir futbolcu kadar diyebiliriz. Standartlarımızı bizimde yükseltmemiz gerekiyor çünkü kaliteli bir yaşam, sağlıklı bir toplum oluşturur.


-Antalyaspor’un ve Alanyaspor’un bu yılki performanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Alanyaspor ve Antalyaspor sporculuk yönünden çok gelişti ama seyirci yönünden gelişemedi. Benim ortaokul yıllarımda stadyum dolu olduğu için giremezdik. Üstelik herkes parasıyla girerdi. Geçen hafta Trabzonspor maçını izledim, tribünler dolu değildi. Aradan 30 yıl geçti Süperlig’de oynuyorsunuz ama stadyum dolmuyor. Seyirci açısından Antalya ve Alanya’nın böyle bir zafiyeti var. Spor bir yaşam biçimi olmalıdır. Bizim yaşam biçimimiz piknik olduğu için, sporu hayatımıza sokmuyoruz. Antalyaspor’da Alanyaspor’da bu yıl çok iyi gidiyor. Mehmet Özdilek, gerçekten takımda fark yarattı.






Emin Müftüoğlu kimdir?


1962 Alanya doğumlu olan Müftüoğlu, Alanya Lisesi’nden mezun oldu. Antalya Pil Spor’da basketbol ve futbol yıldız takımında oynayan Emin Müftüoğlu profesyonel futbol hayatına Alanyaspor’da başladı. Futbolu bıraktıktan sonra Alanyaspor Kulüp Başkanlığı ve yöneticiliği yaptı. Birçok federasyonda yöneticilik yapan Müftüoğlu son olarak 2005 yılından beri Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanlığı’nı yürütmektedir.

1 yorum:

  1. Sn.Emin Müftüoğlu Bayan Milli Takımı Hakkında ne düşünüyor?Gelecekteki planları nelerdir?Biliyorsunuz ki genç bayanlar artık 42 sporcu yarış koşuyor iddialı sporcularımız var "dünyada olan herşey ülkemizde de olmalı" demişsiniz çok mutlu etti beni bu demek oluyorki zamanla ülkemizdeki büyük bayan sporcularımız yurt dışındaki müsabakalara da katılabilecek ülkemize de dünyadan bayan sporcular yarışlara gelebilecek düşüncesindeyim en büyük temennim budur bir bayan sporcu olarak saygılarımla.

    YanıtlaSil