25 Aralık 2011

ABDURRAHMAN ARICI

SSK Hastanesi Başhekimliği, Türkiye Futbol Federasyonu yöneticiliği, Milletvekilliği ve son olarak da Kültür ve Turizm Bakan Yardımcılığı görevini üstlenen Abdurrahman Arıcı, turizmi 12 aya yayabilmek için yeni hedefler belirlediklerini söyledi Turizmin başkenti olan Antalya’da özellikle iş dünyasının sorunlarının ivedilikle çözümüne yönelik başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere diğer tüm bakanlıklar arasında köprü olacağını belirten Arıcı, Antalya'ya ilk gelişleri olan 1974 senesinde, eşi ile birlikte kalacak otel bulamadıklarını ama geçen 37 yıllık süre içerisinde Antalya'nın turizmde dünya şehri olduğunun altını çizdi. Sürdürülebilir turizmin temelini temiz çevre ile denizin oluşturduğunu belirten Arıcı, Mavi Bayrak sahibi sahillerimizin sayısını arttırmak için Antalya bölgesinde altyapı çalışmalarına yatırım yapacaklarını belirtti. Kış turizmini hareketlendirmek için yatırım yapmak gerektiğine dikkat çeken Abdurrahman Arıcı, "Turizm çeşitliliğini arttırmak için deniz, kum ve güneş turizmi yanı sıra yeni alternatif turizm alanları oluşturmalıyız. Alternatif turizm kapsamında Toroslara yeni turizm tesisleri kazandırmalıyız. Kazandırdığımız tesislerle deniz, kum ve güneş turizmi için bölgeye gelen turistler Torosları da görmeli. Yılın 12 ayı turizm yapmak içinde golf, kongre, spor ve sağlık turizmini yaygınlaştırmak zorundayız. Niçin Antalya'ya kışın bin takım yerine bin 500 takım getirmeyelim. Niye dünyaca ünlü futbol takımlarını Antalya'da ağırlamayalım. Bölgede turizmde marka olmak istiyorsak bunu yapmak zorundayız. Bölgede yılın 12 ayı turizm yaparsak kışın 30 bin turizm sektörü çalışanı açıkta kalmaz " dedi. Yeni göreviyle en çok Antalyalıları sevindiren Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Abdurrahman Arıcı ile 2012 yılının öncelikli projelerini, Antalya’nın yatırım ihtiyaçlarını, alternatif kültür ve turizm önerilerini konuştuğumuz keyifli bir sohbetimiz oldu.
  -Diğer ülkelerle olan turizm rekabetimizi baz alırsak, bölgenin yatırım faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ülkemizin dünya turizm sektöründe rekabet gücünü artırmak için çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çalışmalar çerçevesinde turizm bölgeleri oluşturulmasına destek verilmekte, turizm alanları projeleri geliştirilmekte ve buralarda eğlence merkezleri, golf sahaları gibi üst yapı ve turizme yönelik altyapı yatırımları teşvik edilmektedir. Turizmin geliştirilmesi için gerçekleştirilen yatırımlar hizmet kalitesi faktörü ile desteklendiğinde hedefe ulaşılabilecektir. Tatilini geçirdikten sonra evine mutlu dönen turist her türlü tanıtım faaliyetinden daha etkilidir. Yatırım ve iş hacmini geliştiren, gelir yaratan, yeni istihdam alanları açan, sosyal ve kültürel hayatı geliştiren turizm sektörü, dünya ekonomisinin yüzde 10,7'sini oluşturarak dünyada istihdamın yüzde 7,8'ini oluşturan büyüklüğe ulaştı. Türkiye'ye gelen turist sayısı 10 yıl öncesine göre 3 kat arttı.
-Geçtiğimiz yılın turizm verilerine göre beklenen artışlar yakalanabildi mi?
Geçtiğimiz yıl 28,6 milyon turist ülkemizi ziyaret etmiştir. Ülkemiz turist sayısı bakımından 7. Sıradadır. Turizm gelirleri bakımından da 2000 yılında 7,6 milyar dolar iken 2010'da yaklaşık 3 kat artışla 20,8 milyar dolara yükseldi, ülkemiz bu alanda dünyada 9. sırada yer almaktadır. Bunda en büyük pay elbette ki turizmcilerindir. 2011 yılının ilk 9 ayında geçen seneye göre yüzde 10,76'lık artış yaşanarak ülkemizi 25 milyon 625 bin 298 kişi ziyaret etmiştir. Turizm geliri 2011 yılının ilk 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,5 artış yaparak, 17 milyar 811 milyon liraya yükselmiştir.
  -Bölgedeki turizm çeşitliliğini arttırmaya yönelik ne gibi çalışmalar yapılmalıdır?
2002'den bu yana ülkemize gelen turist sayısında 3 kat artış oldu. Turist sayısı 8 yıl içinde 9 milyondan 30 milyon sınırına ulaştı. Antalya'ya gelen turist sayısı 11 milyona yaklaştı. 2023 vizyonu çerçevesinde ülkemize gelen turist sayısının 50 milyon, turizm gelirlerinin 50 milyar dolar olmasını bekliyoruz. Ülkemizi dünya turizminde bir numara yapmak için gayret gösteriyoruz. Deniz, kum ve güneş turizminin yanı sıra kültür, tarih, arkeoloji, inanç, spor, sağlık, doğa sporları, golf, kongre ve eko turizminin yaygınlaşmasına özel önem veriyoruz. Antalya'ya gelen turistlerin Torosların doğal güzelliklerini de görmeleri için Akseki, Gündoğmuş, İbradı Ormana, Manavgat, Alanya, Gazipaşa, Serik, Korkuteli, Kaş Gömbe ve Elmalı için çalışmalar yapıyoruz. Kırsal kalkınmanın yolu, köy, yayla, doğa sporları, çiftlik evi ve eko turizmden geçiyor. Torosların tarihi ve doğal güzelliklerini turizme kazandırmaya kararlıyız. Ayrıca bölgedeki kongre, sağlık, spor, doğa sporları, bisiklet ve golf turizmini etkin hale getirmek için çalışmalar yapıyoruz. Antalya'ya gelen turistlerin Düden, Lara, Kurşunlu, Manavgat şelalelerinin yanı sıra Gündoğmuş Uçansu, Ormana beldesi, Ürünlü köyü sınırları içinde bulunan Altınbeşik Mağarası ve Eynif Ovası'nı da görmelerini istiyoruz.
  -Golf, sağlık, spor turizmi gibi alanların geliştirilmesinde ne gibi çalışmalar yapılmalıdır?
Golf turizminde Belek bölgesi doyuma ulaştı. Bundan sonrasında Manavgat'a ve Alanya’ya da yeni golf alanları kazandırmanın vaktinin geldiğini düşünüyorum. Bölgede golf sahaları, spor alanları olabilecek yerlerimiz var. Buraları bakanlık komisyonundan geçirdikten sonra bakanlar kurulundan da geçirerek, turizm alanı ilan edip iş adamlarımızın oraya yönlendirilmesini sağlayacağız. Bunun yanında spor ve sağlık turizmi de turizm ekonomisi içinde büyük önem taşımaktadır. Bölgeye şuan bin 200’e yakın futbol takımı geliyor. Alanya bölgesinde futbol ve antrenman sahalarımız yok. Yer belirlemelerinin hemen otelin yanında olmasına gerek yok, 15-20 dakikalık uzaklıkta da olabilir. Örneğin, Barcelona’yı neden Antalya’mızda misafir etmeyelim? Barcelona’nın sponsoru olan Türk Hava Yolları ile birlikte Antalya’daki turizmcilerle beraber bizde devreye gireriz. Barselona takımının Antalya’ya gelmesi demek diğer büyük takımlarında gelmesi demektir. Bunları hayata geçirebilirsek çok iyi olur. TFF’ da yardımcı olur ve inşallah bunları hayata geçirebiliriz. Sağlık turizmine geldiğimizde de, dünya turizm gelirleri içinde 25 milyar dolar sağlık turizminden pay alınıyorsa bu payın büyük kısmı da Ortadoğu ülkelerinden gitmektedir. Bu konuda geçmişte bir takım çalışmalar yapılmış ama devamı getirilememiş bunu da komşu ülkelerimizin yapısal değişiklikleri ve karışıklıklar etkilemiş olabilir. Yoğun olarak Adana ve Gaziantep’te sağlık turizmi ile ilgili ortak çalışmalar var. Ama bu yeterli değil. Antalya’da da 30’a yakın özel hastane var. Sağlık ve Turizm Bakanlığı’nın koordineli çalışmalarıyla sağlık turizminde de ülkemizin hak ettiği payı alabileceğine inanıyorum. Öncelikle Antalya, İstanbul ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki sağlık tesisleri ve hastane sahipleri ile görüşerek bu planlarımızı hayata geçireceğiz.
  -Kültür ve Turizm Bakanlığı kaynaklarıyla Antalya’ya hangi projeleri planlıyorsunuz?
Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak yaşanılabilir bir şehir yaratmalıyız. Dikkat ederseniz bütün şehirlerimiz Mavi Bayraklı ve bunun korunması da gerekiyor. Çünkü çok çabuk bozulabilir. Her geçen gün turist sayısı artıyor. Rakamlar 10 milyonun üzerine çıktı. O yüzden alt yapıya çok önem veriyoruz. Arıtma tesislerimizin çok iyi olması gerektiğinden yatırımların büyük bir kısmı bakanlık olarak alt yapı hizmetlerine aktarılmıştır. İş adamları bin, iki in yataklı otelleri kendileri yapıyor biz de onlara gerekli zemini hazırlamak zorundayız. Bunu yanında havalimanına gelenlerin en kısa sürede gidecekleri yerlere ulaştırılması gerekiyor. Bu konuda da master plan çalışmaları yapılıyor. Biliyorsunuz ki, Alanya karayoluna da bizim zamanımızda başlandı ve bitirildi. Bu yol şimdi Gazipaşa’ya kadar uzatılacak. Gazipaşa-Anamur arasındaki mesafe 15 firmaya ihale yapıldı. Önümüzdeki dönemlerde hızlı tren çalışmalarımız var. Hem İç Anadolu, Konya hem de Burdur, Isparta üzerinden Afyon’a bağlanma planımız var ve çalışmalar devam ediyor. Tüm bu çalışmalar milletvekili arkadaşlarımızın destekleriyle devam ediyor. Bunlar Turizm ve Kültür Bakanlığı’nı da ilgilendiriyor çünkü misafirlerimizi burada ağırlayıp diğer şehirlere taşıyarak kalış sürelerini de uzatabiliriz. Turizm ve Kültür Bakanlığı olarak Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte bu çalışmaların içindeyiz.
  - Turizm sektörünün yaşadığı bazı üzücü olayların, ÖTV’nin yüksek olmasından kaynaklandığını düşünen turizmciler var. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sektör temsilcileriyle henüz bir araya gelmedim. Öncelikle bakanlıktaki arkadaşlardan brifing alıyorum. Ama sahte içkinin piyasaya sürülmesinin hiçbir bahanesi olamaz ve hiçbir şekilde tasvir edilecek yanı da yoktur. İnsan hayatı çok önemlidir. Bu görüşü değerlendirmek sadece Turizm Bakanlığı’nın değil aynı zamanda Maliye Bakanlığı’nın da görevidir. Zaman zaman Sayın Başbakan belirli çalışmalar yapmaktadır. Örneğin KDV oranlarının düşürülmesi bile turizm sektörüne nefes aldıran çalışmalardır. Bu konuyla ilgili de sektör temsilcileri ile bir araya geliriz. Bakanlıktaki ve Maliye Bakanlığı’ndaki arkadaşlarla çalışmalar yaparız. Ama hiçbir zaman ÖTV’nin yüksek olması bize o yolu açamaz.
  - Antalya’nın yeni stadına kavuşmasıyla ilgili çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bununla ilgili bir toplantıya ben de katılmıştım ama ikinci toplantıya katılamadım. Biliyorsunuz ki, geçmiş dönemde Menderes Türel tarafından başlatılmış bir proje vardır. Fakat bu proje yeni gelen belediye tarafından rafa kaldırıldı. O dönem TFF Başkanı Mahmut Özgenel ve yönetimi tarafından ilgi gösterdiğimiz Dokuma ve eski Pil Fabrikası alanı var. Bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Ve şunu çok iyi biliyorum, Sayın Başbakanımızın Antalya’da bu stadı kazandırmak için menfi bir görüşü yok. Biz Mevlüt Çavuşoğlu ile ziyaretimizde bu konuları Sayın Erdoğan ile konuştuğumuz zaman olumlu görüşlerini bizzat belirtti. Menderes Türel zaten şu anda milletvekili ve konuyla bire bir ilgileniyor. Öncelikle yer seçiminin tamamlanması lazım. Bizler bu stadın hayata geçirilmesi için mücadele ederiz. Çünkü 2016 Expo Fuarı’na bir de Dünya ve Avrupa Şampiyonası’na başvurduk. Bu stad hem bir prestij kaynağı olmalıdır hem de stadı olmayan bir şehirde doğal olarak maç oynatamayız. Başbakanımızın en büyük özelliği yapabileceği projelerin altına imza atmasıdır. Sadece yapabileceği şeyin sözünü verir ve yaptırır. Biz de memnun değiliz Mardan stadında oynanmasına çünkü seyirci gelmiyor yolda tıkanıklık oluyor. Eski stadımızda yapısal bozukluklar var. O yüzden acilen Antalya’ya yakışır bir stadın olması gerekiyor. Birde ben İspanya’ ya gittiğimde gözlemledim, stadın şehrin içinde, şehirle barışık olması gerekiyor sadece 15 günden 15 güne faydalanılacak bir stad olmamalı. O şehrin kültürüne ekonomisine sosyal yaşamına etki edecek bir yapı olması lazım. Örnek verecek olursak Barselona, Real Madrid, Malaga stadı şehir merkezlerinde, stajların altlarında müzeler, restoranlar, AVM’ ler ve kültür merkezleri gibi hep faydalı alanlar var. O yüzden benim görüşüm şehrin dışında stadın olması mümkün değil…
  -Turizm Yasası’nın tamamlanması sektöre hizmet edenler tarafından uzun bir süredir bekleniyor. Şu an son durum nedir?
Parlamento da bulunduğum dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapısal değişimi ile ilgili bir tasarı TBBM komisyonundan geçti. Meclis kararıyla yasalaşması için bekliyor. Bazı değişiklikler yaparak tekrar meclise getirmeyi düşünüyoruz. Bundan önce turizm yatırımları ile ilgili yasa vardı, bunlar kısmen geçti bundan sonraki çalışmaları müsteşarlık ve bakanlığımız yapıyor. Turizm yasası ile ilgili tüm çalışmaları bakanlığımız komisyonunda görüştükten sonra tekrar gündeme getireceğiz.

1 yorum: