29 Ağustos 2011

AYHAN ÇİFTÇİ


Türkiye’nin turizm, tarım ve ticaret alanlarında önemli bir yere sahip olan Antalya’da yer alan Port Akdeniz, gerek genel ve dökme yük gerekse konteyner yük hacmini katlayarak arttırmayı, liman’ı Akdeniz’in en güvenli, en verimli, en etkin işletilen ve yönetilen çok fonksiyonlu limanı haline getirerek Türkiye’nin en önemli ticaret kapılarından birine dönüştürmeyi hedefliyor.
Port Akdeniz, Antalya’da 2006 yılından bu yana konteyner elleçleme ekipmanları, vinç ve römorkörlere yapılan ciddi yatırımlar ile ticari liman operasyonlarında daha hızlı hizmet verilirken, bunun yanında kalite ve verimlilik artışı sağlanırken, diğer taraftan yeni yolcu terminali ile limanın kruvaziyer turizminde önemli bir yer edinmesi sağlanıyor.
Dünya genelinde de her yıl yüzde 10 dolayında büyüyerek hızlı bir gelişme gösteren kruvaziyer turizmin denizlerdeki ekonomik hareketliliği 30 milyar dolara ulaşmış. Yüksek gelir düzeyine sahip turistlerin ilgi gösterdiği kruvaziyer turizminde seyahat eden yolcuların sayısı 15 milyon civarında... Bunun 10 milyonunu Amerikan vatandaşları oluşturuyor. Geri kalanı ise farklı Avrupa ülkelerinden geliyor. Kruvaziyer turizm sektöründe gelişmiş ülkeler sürekli daha modern ve daha lüks gemiler inşa ederken, limanlarının kapasitelerini arttırırken, alt yapılarını günün koşullarına göre yapılandırırken ve gelecek on yılın değerlerine ilişkin projeler üretirken, bizim de gerçek anlamda bir kruvaziyer gemisine sahip olacağımız günler diliyorum.
Global Liman İşletmeleri'nin yaptığı yatırımlarla altyapısı ve ticaret hacmi büyüyen Antalya Limanı, 4-6 Kasım 2010 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenen ve lojistik sektörünün lider firmalarını ağırlayan 4. Logitrans Transport Lojistik Fuarı'nda ilk kez düzenlenen "Logitrans 2010 Lojistik Ödülleri" kapsamında, “Liman İşletmecileri Kategorisi”nde Takdir Ödülü kazandı. Bu yıl 18'i 13 farklı ülkeden olmak üzere 213 markayı temsil eden ve 102 katılımcı firmayı bir araya getiren 4. Logitrans Transport Lojistik Fuarı açılış gününün akşamı "Logitrans 2010 Lojistik Ödülleri" adıyla ilk kez düzenlenen törende hızla gelişen lojistik sektörünün başarılı kurum ve kişileri belirlendi. Ödül töreninde, "Ulaştırma Bakanlığı Belgeli Hizmetler" ile "Oda ve Derneklere Kayıtlı Hizmetler" farklı kategorilerde değerlendirildi. Ayrıca proje ve ürünlere "Jüri Özel Ödülleri" verildi. Türk deniz ticaretinin en önemli kapılarından birisi olan Antalya Limanı'nın işletmesini 2006'da devralan Global Liman İşletmeleri, Port Akdeniz’e verilen Takdir Ödülü'yle taçlanan başarısına giden yolu 29 Temmuz 2010'da limanın hisselerinin tamamını satın almasıyla açmıştı. Global Liman İşletmeleri bu ödülle birlikte hedeflerine beklenenden daha kısa sürede ulaşmış oldu.
Antalya Limanındaki köklü değişim ve yatırımlar elbette ki bizim de dikkatimizden kaçmadı. Yıllardır deniz ticaretinde hareketlilik bekleyen Antalya’da değişim hissedilmeye başladı. Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri A.Ş. / Port Akdeniz Genel Müdürü Ayhan Çiftçi ile bu hafta Antalya Limanındaki milyon dolarlık değişim ve yeni hedefleri üzerine keyifli bir söyleşimiz oldu.



-Antalya Liman İşletmesi şu an hangi konularda hizmet veriyor?
Şimdi 2’ye bölelim isterseniz. Bir yolcu kısmına bakalım bir de kargo kısmına bakalım. Yolcu kısmında biz gelmeden önce tesis çok eskiydi. Dolayısıyla müşteri kabul etmek için öncelikle altyapıyı tamamlamalısınız. Antalya Liman İşletmesini aldıktan sonra öncelikle bu konuyu hallettik. Biz Global Liman İşletmeleri’ne bağlı üç limanız. Antalya Limanı, Bodrum Limanı ve Kuşadası Limanı. Kuşadası limanı, kruvaziyer taşımacılığında Akdeniz Çanağı’nın bir numarasıdır. Pazarlama direktörümüz Figen Semerciyan’ın çalışmalarıyla, özellikle Global Holding’in de bize yaptığı destekle birçok müşteriye rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Holdingin gücünü de çok kullandık, bunun içerisine kendi ticari faaliyetlerimizi, başarımızı da koyduk. En alt kademede de operasyonel imkanları maksimuma çıkardık. Mesela Türkiye’nin hiç bir limanında olmayan imkanları Antalya limanı için hayata geçirdik. Antalya Limanında ilk defa başlayan uygulamamızla 2500 yolcu geliyor, 2500 kişi dönüyor, yani bir seferde 5000 yolcunun gelip döndüğü bir operasyon başlattık. Bu kadar insanın bir de bagaj sorunu oluyordu. Bir insanın ortalama 2 bagajı olduğunu düşünürsek binerce bagaj yapar. Bu bagajlar için 1000 m² özel bir salon yaptık.Son derece modern, x-ray cihazlı, klimalı, yangın sisteminin olduğu bir salonla hizmet veriyoruz.
-Liman işletmeciliğinde en önemli ilerlemeler yatırımla doğru orantılı mı oluyor?
Yatırım çok önemlidir. Devletimizin politikalarını ve sektöre bakışını hepimiz biliyoruz. Ben herhangi bir devlet sektörünün bilgi eksikliği olduğunu hiç bir zaman düşünmedim. Yatırımda, planlamada bir takım farklı düşünceler var. Biz orada bir adım öndeyiz; çünkü belli sürelerde bu limanları işletmekle mükellefiz. Amacımız elbette para kazanmak. (Ancak gelirlerimizi arttırmak için ekipmana ve deneyimli iş gücüne yatırım yapmanın gerektiğinin de bilincindeyiz.) Bu mantıkla ilerleyerek göreve gelir gelmez yatırımlarımızı tamamladık. Yolcu kısmını 1,5 ayda bitirdik. Bunun meyvelerini şimdi biz değil Türkiye alıyor. Düne kadar Antalya’ya senede 55 - 60 arası gemi geliyordu. Biz geçen seneyi 80 gemiyle kapattık ve bu sene 96 gemi kesin görünüyor. Bunların yaklaşık %60 ı da 200 metrenin üstünde gemilerdir. Kruvaziyer turizmi bizim için çok önemli. Biz dünyada da kruvaziyer turizminde söz sahibi olan bir grubuz. Kuşadası Limanı ve Bodrum Limanı kruvaziyer turizminde en iyi olan noktalarımız. Ve bu sektörün içinde bulunan herkes tarafından bilinen bir şirketiz. İsmimiz bizim için çok önemlidir. Bunu da göz önüne alarak her türlü adımımızı atıyoruz. İlk ele aldığımız noktalardan bir tanesi kruvaziyer turizmi oldu.
Kargoda da çok ciddi yatırımlar yaptık. 2010 Temmuz ayından bu güne kadar 12 milyon dolarlık yatırım yaptık, hala da devam ediyoruz. Hedefimiz 15 milyon dolarla bu seneyi kapatmaktır.
-Kruvaziyer turizminde de aynı bölgeye birden fazla gelen turist profili var mı?
Bunları yüzdesel konuşmak lazım. İlk defa gelenler, her şeyden önce firmalarda yeni yüz yeni liman arıyorlar. Kruvaziyer turizminde de kendine ait bir pazarlama mantığı var. Yeni yüz yeni insan demektir. Kruvaziyer yolcusu çok bilinçli ve kültürlü olduğu için bir süre sonra kendisi gittiği yerleri rahatlıkla eleyebiliyor. Bu yüzden başta Kuşadası olmak üzere, Bodrum gibi bölgelere de ikinci hatta üçüncü defa gelenler oluyor. Bu aslında bölgenin performansıyla ve gelen turistin bölgeyi sevmesiyle ilgilidir. Antalya’nın keşfedilmemiş güzellikleri doğru pazarlandığı taktirde, Antalya’da ikinci hatta üçüncü kez gelinen bir liman olabilir. Bu çalışmalar 10 yıl önce yapılması gereken hamlelerdi. Ama geçmişten hayıflanmak gibi bir lüksümüz yok. Dolayısıyla biz bu sene başladık. Terminal bitti. Bagaj bitti. Proje biter bitmez çevre düzenlemesini de yapacağız. İlk sezona yetiştiremediğimiz bir takım çalışmalar var. Yolcu terminalinin dış kapısı yeniden dizayn edilecek. Büyük bir ihtimalle önümüzdeki sene çok çok daha iyi bir konumda olacağız. Antalya’ya yakışan bir bölge haline geleceğiz. Çünkü gelen turistin ilk ayak bastığı anda edindiği intiba çok önemli, şu an şehri gezdikten sonra düşünceleri olumlu yönde değişiyor ama zaman kaybediyoruz. Bunun yanında, gelen turisti halkla kaynaştırma projelerimizi de geliştiriyoruz.
-Bugüne kadar Antalya limanı yatırımları için ne kadar bütçe kullanıldı?
Biz yatırımın en önemli kalemini altyapı çalışmalarında kullandık. Yani görülmeyen değerlerimiz. En önemlilerinden biri olan derinleştirmeyi yaptık. Derinleştirme yaptığımız için gemi boyları büyüdü. Ticari kapasitemizi de arttırdı. Bazı yerler 8.5 metreydi belli bölgelerde sığlık vardı. Belli bölgelerdeki sığlık büyük gemilerde tüm limanı etkiliyor. Onların hepsini bir kabul edip, tüm liman derinliğini -10 metreye getiriyoruz. Çalışmalarımız bu ayın sonunda bitecek büyük ihtimalle... Eksi 10 metre de Antalya için çok çok iyi bir
derinlik denebilir. Yani aslında İzmir limanının bile derinliği eksi 10 metredir. İzmir limanındaki teknik şartları Antalya’ya getirmiş oluyoruz. Bu çalışmalar devam ederken limana iki tane yüksek tonaj kapasiteli gemi aldık. Bir tanesi geçen günlerde 32 bin tonla kalktı. Şimdi yeni bir gemi daha alıyoruz o da 35 bin tonla kalkacak. Eksi 10 metre dediğiniz zaman 35 bin tonunda üstüne çıkmış oluyorsunuz. Bu da dünya standartlarında iyi sayılabilen bir tonajdır. Bu rakamlar Antalya’nın geçmişinde hiç olmayan bir şeydi. Buna bağlı olarak da siz gemi tonajını büyüttüğünüz zaman ona göre de vinç almak zorundasınız. Ekipmanımızı da ona göre kurduk. En son aldığımız vincin imalatı bitti bir aya kadar bizde olacak. Bu vincin kapasitesi 150 ton. 150 tonluk bu vinçlerden Türkiye de sayılı var. 35 metreden 150 tonu rahatlıkla kaldırıyor.
-Çok ciddi bir yatırım bütçesi kullanmışsınız. Bu bütçe de en büyük yatırım ekipman için mi yapıldı?
Bizler liman işletmesi olarak çevreye de çok duyarlıyız. En büyük yatırımı da denize yaptık. Öncelikle ilgili firmaya dalgıçlarla limanın dibini temizlettik. Yaklaşık 25 kamyon lastik çıktı. Klozetler,kanolar çıktı. Deniz dibi temizliğinden sonra taramaya başladık, çekimler yaptırdık. Bu temizlikten sonra inanın su altında da yaşam başladı. Suyun dibinde hatta yaklaşık 10 metre dibinde bile önünüzü görebiliyorsunuz. Liman 1978’den bu güne kadar ilk kez temizlenmiş. Liman kendini bir 30 sene idare etmiş. Biz daha profesyonel bir çalışma yaptık. Ben bu yapılan çalışmanın 25- 30 yıl daha gideceğini düşünüyorum. Global Liman İşletmeleri olarak her bölgeye, her zaman da profit center olarak bakarız. Herkes kendi işine bakar. Biz şimdi Kuşadası’nı geçmek gibi kendimize bir hedef koyduk. Bunun için de Antalya Bölgesi’ne çok güveniyoruz. Antalya Bölgesi’nde çok ciddi araştırmalar yaptık. Dağları taşları gezdik. Hatta turist rehberleri kadar gezdik diyebilirim. Demre’yi öne çıkarttık mesela… Demre’nin yanında Isparta Bölgesi’nde, Finike Bölgesi’nde muhteşem eski şehirler var. Biz bunların pazarlamacılığını da yaptık. Hatta yurtdışından uzman bir editör geldi. Bu konuda kitap hazırladı. Bu kitabı da en kısa sürede yayınlayacağız. Bence Antalya Bölgesi hala keşfedilmeyi bekliyor. Antalya ve Kuşadası Bölgesi’nin ortak noktası ikisinin de turizm bölgesi olmasıdır. Yatırımları denize gömmüş gibi görünsek de bunun neye faydası oldu; gemilerin büyümesiyle birlikte ihracatçı firmanın daha az ödemesine neden oldu. Çünkü armatörler de ne kadar büyük gemi getirirlerse ve ne kadar çok taşırlarsa fiyatlarını onlarda revize ediyor. Bu da artı değer olarak hem Antalya Bölgesi’ne hem de Türkiye’ye döndü. Daha önce siz aynı yük için ödediğiniz paradan şu anda %5, % 10 gittiği yere göre %20 daha az ödüyorsunuz. Bununla da ekonomiye ciddi bir katkı geliyor.
-Antalya semalarında son iki yıldır büyük konteyner gemileri görülmeye başladı. Daha önce niçin gelmiyorlardı?
Antalya Bölgesi’nde bulunan herhangi bir 10 tonluk, 12 tonluk bir malınızı bile Dünya’nın istediğiniz bir şehrine ihraç edebilirsiniz. Bu olanağı sağladık ve deniz taşımacılığı o kadar ucuz ki, yani şimdi 10 tonu İstanbul’a göndermek için ödediğiniz parayla 10 tonu Amerika’ya yolladığınız zaman aynı fiyatı ödüyorsunuz. Çalışma sistemimiz geliştirildi ve kolaylaştırıldı. İşlemler İlgili acenteler tarafından düzenliyor. Siz kendi fabrikanızdan konteyneri yüklüyorsunuz. Gümrük konusunda gerekli işlemler yapılıyor, acente elemanları ve bizler üzerimize düşeni yapıyoruz. O konteyner yurtdışındaki istediğiniz fabrikanın kapısına teslim ediliyor. Tabii bu firmalar Dünya çapında olduğu için gemi servisleri de ona göre kaliteli oluyor. Daha modern ve büyük tonajlı gemiler ile servis vermeye başlıyorlar Böylelikle gemilerin boyları 230 metreye çıktı. Eskiden TEU kapasitesi 1200 olan gemiler yerine şimdi 5200 kapasitesi olan gemiler servis vermeye başladı. O gemilere uygun ekipman almamız lazımdı. Bizde vinç sayımızı üçe çıkardık. Şimdi 4’üncüsü geliyor. Bu 4 vinç de teknoloji harikası olan vinçlerdir.
Denizde her şeyin maliyeti çok yüksektir. Dolayısıyla biz onların limanda kalış sürelerini minimuma düşürmeye çalışıyoruz. Bunda da çok ciddi yatırım yaptık. Bu alınan vinçlerle birlikte 15 milyon dolara yaklaştı yatırımımız. Bunu yaptığımız için sizinde gördüğünüz büyük gemiler rahatlıkla gelebiliyor ve daha da gelecek. Zaten gelecekteki amacımız da limanımızı konteyner limanı haline getirmektir. Çünkü dünyada da artık konsept konteyner taşımacılığına gidiyor. Bu sebeple yeni bir konteyner adresleme programı alındı ve uygulamaya başlıyoruz. Biz bu konuda da yine Antalya’yı konteyner turizmine entegre etmek istiyoruz.
-Liman işletmeciliğinin turizmle entegre olması ne kadar önemli?
Holding bünyesi içerisinde limancılık bizim inandığımız bir bölüm dolayısıyla onu geliştirmek için ekonomik olmak koşuluyla bölgeye de hizmet vermek zorundayız. En önemlisi Antalya çok ciddi bir turizm bölgesidir. Biz sadece aracıyız. Gelen-giden gemilere ve yolculara en iyi hizmeti veriyoruz. Biz sadece kendi işimizi yapıyoruz. Gemilerin buraya gelmeleri için bölgeyi de cazip hale getiriyoruz. Bunun içinde bölge pazarlamacılığı yapıyoruz. Belediyeden de yardım alarak, buradaki yolculara otobüs servisi koyacağız. Niyetimiz burada kalacak olan turistin halkla iç içe girmesi ve ilerleyen dönemde bunun için Kaleiçi bölgesine kadar 3-5 basit otobüs durağı oluşturacağız. Buradan çıkan yolculardan isteyen istediği bölgede inebilecek. Gelen misafirlerle halkın iç içe girerek kültür paylaşımının yapılmasını sağlamak istiyoruz.
Genel bir kural vardır. Gemi yolcuları daima pahalı yolculardır. Bugün ülkeye deniz yolu dışında gelen yolcuların harcadığı para 300-500 dolar arasıdır. Gemiyle gelen yolcunun harcadığı para 2 bin ile 5 bin dolar arasıdır. Arada böyle bir fark var. Diğer bir konuda Antalya’ya getirdiğimiz turistlerin kültür seviyesi yüksek insanlar olmaları. Belçika, Almanya, Norveç, Avusturya gibi ülkelerden gelen hepsi üst düzey kariyer sahibi olan insanlardır. Bizim zaten kruvaziyer sisteminin üzerinde çalışmamızın bir nedeni de şuydu. Antalya Bölgesi’nin yazı uzun aylara yayılıyor. Antalya’da bir sürü golf otel yapıldı. Takdir edersiniz ki bu ülkelerin çoğu kışın dünyanın en soğuk ülkeleridir. Bu yolcularının yaş ortalaması da 50’nin üstündedir. Yani golf oynayalım, deniz havası olan sıcak bir bölgeye gidelim gibi beklentileri bulunuyor. Bugün Antalya’da birçok gün kışın bile 20 derecenin üzerinde hava sıcaklığı var. Niyetimiz bu turizm sezonunu 12 aya çıkarmak. Kışın da bu insanları belirli noktalardan alıp Antalya’ya getirmek onları bu otellerde ağırlamak istiyoruz. Antalya’da turizmin en ölü olduğu zamanlarda sektöre biraz oksijen verelim istiyoruz.

2 yorum:

  1. Çok iyi yazı olmuş. Ben İstanbul'dan Masko Güneş

    YanıtlaSil
  2. Bir kredi ihtiyacınız var mı? Bu Borç Kredi, işletme kredisi, sağlık kredisi, ev kredisi, öğrenci kredi gibi kredi her türlü veririz

    Loanmartloanfunds@gmail.com mali yardım için bugün bize ulaşın E-posta:

    YanıtlaSil