17 Ağustos 2010
MUSTAFA KÖSEOĞLU
Baharın çiçek kokan günlerinin ardından, yazın tatil rehavetini müjdelediği günlere nihayet geldik. Bir yanda neşelenen, sevinen ama bir yanda da düşüncelere dalan tatilciler... Yazın yaklaşması, muhafazakârları düşündürüyor çünkü her geçen yıl biraz daha dünyevileşmenin çevrelerini ve ailelerini sardığını hissediyorum. Alternatif tatil arayışı modern dünyanın engellenemez ihtiyacı olunca, gazetelerde de “alternatif tatil” sloganıyla hizmet veren tatil yörelerini duyuran reklamlara rastlıyoruz.Son zamanlarda bu ihtiyacın farkına varan turizm yatırımcıları, muhafazakar hassasiyetlere uygun tatil merkezleri meydana getiriyorlar ki Antalya merkezinde bu konuya ilk imzayı Harrington Resort Park oteliyle Mustafa Köseoğlu attı. Kadınlara mahsus havuzların, spor alanlarının ve sosyal mekânların bulunduğu oteller veya turistik tesisler, ciddi bir şekilde ilgi görüyor ve bu durum, bu çeşit tatil mekânlarının sayılarının hızla artmasına sebep oldu.Adına “Alternatif tatil”, “İslami tatil” veya “Aile tatili” denilen, yeni tatil anlayışında, şekli kurallar bakımından dini hassasiyetlere ve Türk örf ve adetlerine özen gösteriliyor. Tatil yaparken de inançlarının gereğine dikkat eden kişilerin sayısı ve sosyo-ekonomik seviyesi, artık cazip bir müşteri kitlesi oluşturacak duruma ulaşmış bulunuyor. Ancak yine de içime huzursuzluk veren bir nokta var, acaba bu tatil modeli gerçekten İslami mi? Yani havuz hanımlara mahsus olunca, onun kenarında uzanıp bronzlaşmak, gerçekten alternatif bir tatil anlayışı oluşturuyor mu? O yüzden ben bu tatil anlayışına “Mutaassıp Tatili” demeyi daha çok tercih ediyorum.İçkisiz, animasyonsuz ve tesettürlü-tesettürsüz hanımlara uygun imkânları olan aile otelleri, petrol zengini ülkelerin sermayesini çekmek için bu tarzda serbest turizm bölgesi kurulmasını öneriyordu. Bu öneriye göre içinde alkolün olmadığı, kadın ve erkeklerin bir arada denize girmediği, alışverişten günlük yaşamın her alanına kadar her şeyin özel kurallara göre düzenlendiği bir kent kurulursa, buraya kendi kurallarına göre tatil yapmak isteyen çok kişi gelirdi. Bu fikirden yola çıkarak çoğalan muhafazakâr otellerin sayısı da günümüzde ellilere yaklaştı.
Bir zamanlar örtülü olmak hiç de kişisel bir şey değildi. Ama hayat artık çok farklı ve dört mevsim, işte ve evde, evlilikte ve tatilde… Artık hayat, kişiye özgü bir bencillik biçimi olarak algılıyor örtünmeyi, oysa hala hiç de kişisel değil bu… Bize yöneltilen bakışların bizi tedirgin etmesi için kadın-erkek, açık-örtülü, Alevi ya da Sünni olmamız fark etmez, eğer kendimiz olma önünde bir engel seziyor, hissediyor ve eziliyorsak biz o anda ötekiyizdir. Toplum olarak yaşamak zorunda bırakıldığımız biz ve öteki temasını, metodolojik bir hassasiyetle algıladığımızda anlamsızlaşmaktadır.
Harrington Resort Park Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Köseoğlu bu ayrımı en aza indiren uygulamalarla, mutahassıp tatil anlayışını modernize ederek, yeni bir pencere açıyor. Kadın ve erkekler için ayrı havuz olmasına rağmen, eğer bir erkek havuza eşiyle girmek istiyorsa girebiliyor. Alkol ikramı otelin genel kullanım alanlarında değil, sadece lobi barda veriliyor. Mustafa Bey hemen arkasından da ekliyor, “Alkol zaten barda içilen bir içecek değil midir? Havuzda, bahçede, lobide alkol servisine ne gerek var?”
Antalya’nın yaygınlaşmış her şey dahil sisteminin aksine yarım pansiyon olarak hizmet verecek olan Harrington Resort Park Oteli, bu tercihini de israfa karşı bir önlem olarak uyguluyor. Tonlarca yiyeceğin çöpe gitmesinin milli bir servet kaybı da olduğunun altını çizen Köseoğlu, “Biz tam bir aile oteliyiz. Ailesiyle tatil yapmak isteyen yerli ve yabancı misafirlerimize en kaliteli hizmeti vereceğiz” diyor.
Otelin proje çiziminden başlayarak inşaatına hatta iç dekorasyonundaki en ince ayrıntıya kadar Mustafa Köseoğlu’nun kendisinin yaptığı öğreniyoruz. 7 yıldız standartlarındaki otelin lobisinde Farid Farjad’ın ünlü besteleri duyuluyor hafiften… Osmanlı saraylarının ve Osmanlı dönemine ait yaşamın resmedildiği dev tabloların süslediği otel lobisinde, Mustafa Köseoğlu’nun gençlik yıllarında yazdığı şiirler gözüme takılıyor. Bunlardan bir tanesini sizler için yazıyorum ben de:
Ömrümün her gününde aşkın ruhumda olsa
Her sabah güneş yalnız ikimiz için doğsa
Gül kokulu yapraklar ne sararsa ne solsa
Seni görmek çok güzel rüyada bile olsa
Sevgi dolu şu kalbim aşka seninle doysa
Dudağım gözlerine bahar adını koysa
Haberin gelmez oldu dargın değildik oysa
Seni görmek çok güzel rüyada bile olsa
Gönlümün anahtarı, gönül kapısına uysa
Gecelerde yıldızlar, bize göz kırpıp dursa
Mehtabın nur ışığı hep yüzüne vursa
Seni görmek çok güzel rüyada bile olsa
Otelin hemen her yerinde altın rengi harflerle duvarları süsleyen dizeler ve fondan gelen müziğin rahatlatıcı etkisi yadsınamaz.
Dünyanın en ünlü plajlarından biri olan Konyaaltı sahilinde hizmet vermeye başlayan Harrington Resort Park Otel’in sahibi Mustafa Köseoğlu’nun içten sohbeti dikkatimizi çekiyor. Çalışanlarına “Mustafa Bey” demeyi yasaklayan ve kendisine “Mustafa Amca” denilmesini isteyen Köseoğlu, “Biz burada bir aileyiz ve aile oteli işletiyoruz” diyor. Oğlu Barbaros Köseoğlu ile birlikte yönetimde bulunan Mustafa Amca, “Çocuklarımla beraber bu işin içindeyiz ama benden başka kimse karışamaz, benim dediğim olur, son sözü ben söylerim” diye eklemeyi de ihmal etmiyor.
Mustafa Amca’nın torunu Emirhan da bugünlerde dedesiyle birlikte tatil yapıyor. Cin gibi bakışları ve mahcup gülümsemesiyle sohbetimize katılan Emirhan’dan da haklı olarak tatilinin bitmesini hiç istemediğini öğrendik.
Köseoğlu ailesinin sıcak karşılamaları ve içten sohbetleriyle bu hafta sizler için, “alternatif tatil” penceresinden baktığımız bir söyleşimiz oldu.
- Mustafa Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Bayburtluyum, köylü çocuğuyum. 1989’da İstanbul’a gelerek inşaat işine girdim. Yassıada’da taşeronluk yaptım. NATO’da işler aldım. Böyle böyle inşaat işinde yap-sata başladım. Bir dönem Suudi Arabistan’da çalıştım ama orada epey kaybımız oldu. Dilimiz olmadığı için devam etmedik. Bu dil sorununda dolayı da çocuklarımı hep dışarıda okuttum. 6 çocuğum 8 torunum var. Gençler şimdilerde çocuk yapmıyorlar eskiden olsa 30-40 tane torunum olurdu. Gençler artık daha bilinçli.
- Bize otel hakkında bilgi verir misiniz?
12 bin metrekare alana konumlanmış olan otelimiz 334 oda ve 11 kattan oluşuyor. Standart odalarının yanı sıra, değişik çeşitlerde suit odalar Kral ve Prens dairelerimiz var. Tüm odalarda bornoz ve terlik, kasa, merkezi klima, saç kurutma makinası, telefon, küvet ve duş, minibar, internet bağlantısı, müzik yayınlı LCD, uydu televizyon boydan boya halı, 24 saat kesintisiz oda servisi veriliyor. Dört restoranın yanı sıra, Pool Snack Bar, disko, vitamin bar, 6 tane masaj odası, 2 saunası, 2 fitness center’ı ve 2 tane kuaförü bulunuyor. Tüm ayrıntılar özenle hazırlanmış olan, bayanlara özel kapalı havuz, yine bayanlara özel açık havuz, kapalı ve açık 2 adet çocuk havuzu, kapalı ve açık olmak üzere 2 adet baylara özel havuz tesisimizde konumlanmıştır.
- Basında “tesettür oteli” olarak yer aldınız. Nedir konseptiniz?
İstanbul’da arsa bulamadığım için Antalya’ya geldim. Bizim otelimiz aile oteli, basında çıkan haberlerde “tesettür oteli” diye geçti ama orada bir yanlışlık oldu. Konseptimiz aile oteline uygun, bizim için “tesettür oteli, dinci oteli” dediler. Bizim çok dürüst bir çalışma anlayışımız var. Hiçbir otelde mescit yokken bizde iki tane var ama aynı zamanda kilisemiz de var. Biz ailelere hizmet vermeyi planladık. Biz herkese hizmet ediyoruz. Burada adam gibi bir işletmemiz olacak. Arlı namuslu bir işletmecilik anlayışımız vardır.
- Otelin fiyat politikasını nasıl belirlediniz?
Bizim için kapalı-açık ayrımı yoktur. Biz herkese hizmet vereceğiz. Bizim en önemli farkımız yerli ve yabancı turiste aynı fiyat politikasını uygulayacağımız. Yabancı turist ne kadara kalıyorsa yerli turist de aynı fiyatı ödeyecek. Yerli turistlere daha pahalı olan tatil anlayışını ben yapmayacağım. Otelimiz yarım pansiyon olarak konaklama sağlıyor. Yapılan yiyecek israfından dolayı her şey dahil sistemine karşıyım.
- Antalya’ya başka yatırımlar düşünüyor musunuz?
Otelcilik çok ciddi bir yatırımdır. İnşaat işi gibi görünse de otel yatırımı çok farklı bin kalem mal bulunuyor. Bayburt’ta da çok yatırımım oldu. 16 derslikli Demirözü Mustafa Köseoğlu Lisesi ve daha sonra bu liseye yurt da yaptırdım. Şimdi de bir yüksekokul yaptırmak istiyorum. Eğer başka bir otel yatırımım olursa o da aynen bunun gibi olur. Bizim bazı arkadaşlarımız 10 aylık ama ben dokuz aylığımdır. Ben dokuz ayda kaldım, yükselmek de istemiyorum, bu halimden memnunum. İnsanları severim, kendimi kafdağında görmem, benim için verilen sözler önemlidir.
- Antalya’daki otel doygunluğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Antalya’da otele doygunluk var. Her şey dahil sistemden dolayı çok da ucuz, turistleri doldur boşalt mantığıyla işletiliyor. İnşaat işinde olmasaydık Antalya’da otel yatırımı yapmak çok da akıllıca değil artık. Bizim ayarımız 7 yıldız ama 5 yıldız alacağız. 7 yıldız da alsanız para veren yok, 5 yıldız da alsanız para veren yok. İnşaat sektörüne karşı genel bir doygunluk var. Biz kendimiz bu işte olduğumuz için en kaliteli malzemeyi kullandık.
Mustafa Köseoğlu kimdir?
1989 yılında Köseoğlu Turizm Sağlık ve İnşaat AŞ’yi kuran Mustafa Köseoğlu 1940 yılında Bayburt’un Demirözü ilçesi, Pınarcık köyünde doğdu. Evli ve 6 çocuk babası Köseoğlu, genç yaşında müteahhitliğe başladı. Yassıada’da çeşitli inşaat işleri ve Milli Eğitim için çeşitli okul inşaatları da yaparak müteahhit firma olarak çalıştı. O tarihlerde kısa bir süre Aydın Doğan ile ortaklıkta bulundu, 1970’lerde İstanbul Merter’de sayısız apartman ve site, Florya’da villalar ve Etiler’de lüks konutlar inşa etti. 1980’li yıllarda Arabistan Cidde şehrinde çeşitli inşaatlar yaptı. 1988 yılından itibaren kendi inşa ettiği 4 yıldızlı Fatih Berr Hotel ve Pianoforte otelleri ile turizm işletmeciliğine başladı. Aynı zamanda çeşitli semtlerde lüks konut inşaatçılığına da devam etti. Mustafa Köseoğlu turizm yatırımlarının yanında sağlık sektöründe de faaliyet göstermeyi hedefliyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Antalya daki Harrington Place resort Hotelin tüm korkuluk sıstemlerini deniz tarafındaki 6x4 mt döküm kapısını balık restorantlarını ve otelin salonlarının ve tamamının altın varaklı tavan süslemelerini ekibimle birlikte 2 yıl çalışarak yaptım. TEKNIK ÖĞRETMEN İSMET BAYSAL
YanıtlaSilBende otelde 2 ay çalıştım ama paramı alamadım hakkımı helal etmiyorum.
YanıtlaSil