17 Ağustos 2010
MURAT KEMALOĞLU
Otizm, üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan, beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlık ve Akdeniz bölgesinde 12 bin otizmli çocuğumuz var.
Psikiyatrist Murat Kemaloğlu, 1990'lı yılların başında Almanya'dan otistik çocukların yunus terapisine Florida'ya gitmek için iki-üç sene beklemek zorunda kaldıklarını öğrendiğinde, “Otistik çocuklar neden bu kadar uzun süre beklemek zorunda kalsınlar, yunus terapisi Antalya'da da yapılabilir” diye düşündü ve araştırmaya başladı. 2001 yılında açtığı Antalya Ruhbilim Okulu'nun yunus terapisi programına sadece otistik çocuklu aileleri değil, ender rastlanan genetik sendromları olan çocukların ve serebral palsili çocukların aileleri de ilgi gösterdi. Ağır ruhsal travmalar yaşamış çocuklar da çeşitli kuruluşlar vasıtasıyla bu programdan yararlanmak için Antalya'ya gelmeye başladı.
Akdeniz bölgesinde yaşayan engelli çocuklar için de bu hizmeti vermek isteyen engelli aileleri ve Psikiyatrist Murat Kemaloğlu önderliğinde kurulan Yunusla Terapi Derneği, “engelli çocuklar için yapılacak bir şey yoktur” yönündeki düşüncenin yavaş yavaş zihinlerden silinmesi için çırpınıyor.
Oğlunun yunusla terapiden sonra ilerleme kaydettiğini gören Özgür Zengin, derneğe üye olur. Dernek Başkanı Betül Ergüç ise ruhsal ve zihinsel detoks üzerine uzun yıllar çalıştıktan sonra bu dernek sayesinde otizmli çocuklarla tanışır ve gönüllü olarak çalışmaya başlar. Engellilere yönelik sosyal projeler üretilmesi yönünde çalışmalarda bulunan Antalya Valiliği Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nden İrem Atsak da derneğin yönetim kuruluna son katılan isimlerden.
Yunusla Terapi Derneği, Dolphinland ve Mepark yetkilileri ile iletişime geçerek “uygun koşullarda yunusla terapi konusunda ailelerimize nasıl katkımız olabilir” projesini sunar. Mepark Genel Müdürü Burhan Gümüşoğlu derneğe üye olarak “ben de varım” der.
Antalya Ruhbilim Okulu ve Yunusla Terapi Derneği'nin işbirliğiyle hazırlanan proje, Antalya ve ilçelerindeki 5000 bedensel ve zihinsel engelli çocuğun Yunusla Terapi'den yararlanmasına olanak sağlıyor. 1 Haziran 2010 tarihinde Serik'teki Özel Sevgi Bağı Rehabilitasyon merkezindeki 4 çocuğun Yunusla Terapi Programına alınmasıyla start alan proje, engelli aileleri için bir umut oldu.
Çocukların “Doktor Yunus” amcası psikoterapist Dr. Murat Kemaloğlu’nun 10 yıldır sürdürdüğü yunus terapiler sonunda, Ramazan daha çok kelime biliyor, Dario daha iyi, Angelika (mikrosefali hastası) daha iyi, Otistik Sava çok değişti, felçli Charlotte hareket etti, nager sendromlu Atila'daki gelişme mutluluk verici, Lochlan'ın dikkati ve hareket koordinasyonu arttı, Berrak artık oturabiliyor, Alper'in konsantrasyonu arttı, down sendromlu Kevin artık daha bağımsız…
Otizm başka dünyaların çığlığı gibi, kendine bile anlatamazsın, başkalarına ise hiç... Aklından bile geçirme…Ta ki onlarla tanışana kadar…
- Yunusla Terapinin engelli çocuklar üzerindeki etkileri nedir?
Dr. Murat Kemaloğlu: Yunus terapi çalışması on gün sürüyor. Çocuk her gün yarım saat yunusla yakın temas halinde yüzdürülmekte, daha sonra da yunus gösterisini izlemektedir. Resim yapan, şarkı söyleyen, top oynayan, çember çeviren, takla atan, hızlı yüzen bu güçlü ve kocaman varlıkla yüzebiliyorsam kim bilir daha neler yapabilirim duygusu çocuğu yeni beceriler geliştirmeye, yeni şeyler öğrenmeye teşvik ediyor. Yunustan çocuğa akan biyo enerji-yaşam enerjisi çocuğun dikkatini, farkındalığını, şefkat duygusunu, dış dünyaya ilgisini arttırıyor ve öğrenme süreçlerini iki ila on kat hızlandırıyor. On günlük çalışmanın ortaya çıkardığı bu olumlu etkilerden çocuk yaklaşık bir yıl yararlanıyor. Bu dönemde çocuklar aldıkları özel eğitim ve terapilerden çok daha fazla şey öğrenebiliyor. Çocukla yunus arasında takdir ve hayranlık duygularının yoğun yaşandığı, tüm yargılardan arınmış bir ilişki oluşuyor. Bu ilişki çocuğa huzur ve mutluluk veriyor. Yapılan kontrollü çalışmalar yunuslarla yüzmenin depresyon giderici bir etki gösterdiğini kanıtlamıştır. Mutluluk maddesi denilen endorfinin arttığı, beyinde alfa dalgaları ile ilgili olumlu gelişmeler, T hücreleri denilen bağışıklık hücrelerinde ve immünglobulinlerde artış olduğu laboratuvar çalışmaları ile anlaşılmıştır. Bazı araştırıcılar yunusların yaydığı ses ötesi dalgaların yara iyileştirici etkisi olduğunu göstermişlerdir.
- Engelli çocukların öncelikle ele alınması gereken sorunu nedir?
Betül Ergüç: Toplumumuz engellilik konusunda bilinçsiz ve hazır olmadığı için, engelli bireylerimizin çoğu ya evlerinde hapis hayatı yaşıyorlar, ya da kıyıda köşede kayıp-saklı kalmış durumdalar. Son yıllarda devletimizin birtakım çabaları ile engelli çocuklarımıza, rehabilite-tedavi edilebilmeleri için düşük de olsa bütçeden belirli oranlarda pay ayrılmaya başlandı. Devletimizin bu katkısı ile çocuklarımızın tedavileri özel eğitim kurumlarında uygulanmaya ve pozitif olarak neticeler de alınmaya başlandı. Ailenin bilinçli olmasının yanında en önemlisi toplumun bilinçli olması. Toplumun engelliler konusunda hazır olması, kaynaşması, iç içe yaşamak zorunluluğu konusunda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bunun yanında, yerel yönetimlerin ve engelliler konusunda hizmet veren kurumların, insan odaklı hizmet verebilmeleri için personelinin eğitimlerinin tamamlanması gerekli, yerleşim yerleri de yine buna göre düzenlenmeli.
- Derneğin kuruluş amacı öncelikle nedir?
Betül Ergüç: Toplumdaki, “bu tür rahatsızlıkların tedavisi yoktur, engelli çocuklar için yapılacak bir şey yoktur” yönündeki düşüncenin yavaş yavaş zihinlerden silinmesi için çalışıyoruz. İleri ve çağdaş ülkelerdeki insanlar bu konuda bizden daha ileri seviyedeler, Avrupa’dan her yıl yüzlerce engelli çocuk bizim ülkemize yunusla terapi almak için gelmekteyken, kendi çocuklarımız bu imkanlardan maalesef yararlanamıyor. Bizler bunun için yola çıktık. Neden bizim çocuklarımız da çok yakınlarında olan yunusla terapi fırsatından yararlanamasınlar? Bu kapsamda engelli ailelerini bilinçlendirmeye ve aynı kapsamda toplumu bu konuda kaynaşmaya ve katılımlarını sağlamaya çalışıyoruz, çağırıyoruz. Hepsi bizim de çocuklarımız. Her yıl Avrupa’dan aileleri tarafından yunusla terapi alması için getirilen çocuklardan bizim çocuklarımızın neyi eksik? Bu konuda öncelikle ailelerimizi bilinçlendirmeye çalışıyoruz ve bizimle iletişime geçmelerini istiyoruz. Bölgesel olarak Antalya-Isparta ve Burdur da bulunan engelli çocuklarımız ve ailelerine çağrıda bulunuyoruz.
- Proje hayata geçti mi?
Özgür Zengin: Yunusla terapiden yararlanmak isteyen ve bizimle iletişime geçen aileler için bir bekleme listesi oluşturduk, kaynağını yarattığımız taktirde bekleme listesinde bulunan çocuklarımıza yunusla terapi aldırmak istiyoruz. Bu yaz derneğimiz aracılığı ile bekleme listesinde bulunan 4 çocuğumuzun yunusla terapi almalarına katkıda bulunduk. Gönül isterdi ki alacağımız toplumsal destekle, 4 değil 40 çocuğumuzu yunusla terapi aldırabilelim. Ancak buna kaynaklarımız şu an için izin vermiyor. Yunusla terapinin katkıları, engelli çocuğumuzun, dikkat süresinin uzaması, dış dünyaya ve kendine güvenin artması, dışarıya ilgisinin artması, sosyal, bilişsel, dil, motor ve becerilerinin daha artması, eğitmen-öğretmen ve terapistlerden daha fazla şey öğrenebilmeleri, moral depolamaları, monoton geçen hayatlarında pozitif bir değişiklik katarak daha sosyal olmaları gibi bir güzel değişimler oluyor. Yine derneğimiz çatısı altında engelli bireyleri, ailelerini ve toplumu hayata hazırlama gibi bir misyon da üstlendik. Önümüzdeki süreçte, bizimle iletişim içerisinde olan ailelerimiz ve çocuklarımız için hayata geçirmeyi düşündüğümüz birçok sosyal projemiz mevcut.
- Dolphinland’ın sevimli gösteri grubuyla ilgili bilgileri sizden alabilir miyiz?
Burhan Gümüşoğlu: Mila adlı beyaz balina, Alişa ve Suera adlı iki yunus Gena ve Daşa adlı iki deniz kedisinden oluşan bir gösteri grubumuz var. Dolphinland'ın yunusları, "Şişe Burun" olarak da adlandırılan Afalina türüne mensuplar. Afalina türü yunuslar Karadeniz'de yaşayan üç yunus türünden biri. Karadeniz'in, Akdeniz'den daha az tuzlu suyunda yaşayan yunusları için Dolphinland'ın havuzunun suyundaki tuz, özel yöntemlerle azaltılıyor. Dolphinland'in sevimli yunusları 10 yaşında, yaklaşık 200-250 kg. ağırlığındalar. 2 sevimli deniz kedimizin yaşları ise 9 olup, dişi 30, erkek deniz kedisi de 100 kilo. Yunusların ortalama ömürleri 25-30 yıl arasında değişiyor. Havuzlarda bakılan yunusların ömürleri daha uzun oluyor. Elbette sınırlı bir alanda yaşamaları beni de üzüyor ama o kadar iyi bakılıyorlar ve besleniyorlar ki mutlu olduklarını umuyorum.
- Yunus Terapilerine sizin de desteğiniz mevcut değil mi?
Burhan Gümüşoğlu: Otizmli çocukları olan aileler için en önemli şeyin hayatlarındaki ilkler olduğunu gördüğümde biz de şirket olarak Yunus Terapi Derneği’nin çalışmalarına destek olmak istedik. Ailelerin durumu gerçekten çok zor ve yorucu… Bir aileyi hiç unutamam mesela, çocukları terapi sonrası gülümsediğinde o kadar mutlu olmuşlardı ki, “Çocuğumuz bugüne kadar hiç gülmedi, ilk defa gülüyor. Onun bir gülüşü için her şeye değer” demişlerdi. Bir gülüşün ne kadar önemli olduğunu o gün bir kez daha anladım. Derneğe ben de üye oldum ve elimden geleni hem kendi adıma hem şirketimiz adına yapmaya hazır olduğumu bir kez daha belirtmek isterim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder